Şanlıurfa Tarihi Şanlıurfa Resimleri
ŞANLIURFA'NIN TARİHİ YERLERİ
Müzeler ve Örenyerleri
Sanliurfa Müzesi
Sanliurfa Müzesi'nde; Harran'daki kazi çalismalarindan elde edilen eserlerin yani sira, yöredeki diger höyüklerde ve eski iskan yerlerindeki çalismalar sonucu ortaya çikarilan kültür varliklari kronolojik siralama ile teshir edilmektedir. Giris katindaki ilk salon Asur, Babil ve Hitit çaglarina ait eserlere ayrilmistir.
Harran
Harran tarihiyle ilgili en dogru bilgiler arkeolojik kazilardan elde edilen buluntulara dayanmaktadir. Harran adina ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. II. bin baslarina ait çivi yazili tabletlerde "Har-ra-na" veya "Ha-ra-na" seklinde rastlanilmaktadir. Kuzey Suriye'de bulunan Ebla tabletlerinde ise Harran'dan "Ha-ra-na" olarak bahsedilmektedir. M.Ö. II. binin ortalarina ait Hitit Tabletlerinde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasinda yapilan bir anlasmaya Harran'daki Ay Tanrisinin (Sin) ve Günes Tanrisinin sahit tutuldugu belirtilmektedir.
Suayb Sehri
Sanliurfa'dan 88 km uzakliktaki Özkent köyü adiyla anilan tarihi harabelerdir. Genis bir alana yayilan ören yerinin surlarla çevrili oldugu ve Roma devrinde insa edildigi anlasilmaktadir. Halk arasinda Suayb Peygamberin bu kentte yasadigina inanilir. Burada Peygamber Makami olarak ziyaret edilen bir de magara bulunmaktadir.
Sogmatar
Sanliurfa'ya 73 km uzakliktaki kent bugün Yagmurlu köyü adiyla anilmaktadir. M.S.1 ve 2'nci yüzyillarda Süryaniler tarafindan iskan edilmistir. Kökü Harran Sin Kültürüne dayanan Sabiizm ve Bas tanri Marilaha'nin kültür merkezi oldugu bilinen Sogmatar ören yerinin Bas tanriya ve gezegenlere ibadet edilen ve kurban kesilen açik hava mabedi en önemli kalintilarindan biridir. Mabedin duvarlarinda Süryanice yazilar ve gezegenleri tasvir eden insan rölyefleri islenmistir. Ayrica Kalenin batisinda bulunan tepedeki kayalara da tanrilari tasvir eden rölyefler ve Süryanice yazilar islenmistir.
Nevali Çori
Nevali Çori adiyla taninan antik yerlesme yeri, Sanliurfa ili Hilvan ilçesine bagli Kantara köyünün sinirlari içerisinde Firat nehrinin sag tarafinda ve onun bir kolu olan Katara Deresinin yaninda yer almaktadir.
Kazane
Sanliurfa merkeze bagli Kazane (Ugurcuk) yerlesim alaninin tarihi MÖ 5000-3000'e dayanmaktadir. Çalismalar sirasinda mimari buluntular, evler, sokaklar ve bu döneme ait eserler bulunmustur. Bu yerlesim alaninda höyügün tepesinde su deposu insa edilmistir. Ayrica Sümerce'yi Akadça'ya çeviren bir alfabe bulunmustur.
Balikli Göl
(Aynzeliha Ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Urfa sehir merkezinin güneybatisinda yer alan ve Ibrahim Peygamberin atese atildiginda düstügü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal baliklari ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Urfa'nin en çok ziyaretçi çeken yerleridir.
Ibrahim Peygamber, devrin zalim hükümdari Nemrut ve halkinin taptigi putlarla mücadele etmeye, tek tanri fikrini savunmaya baslayinca, Nemrut tarafindan bugünkü kalenin bulundugu tepeden atese atilir. Bu sirada Allah tarafindan atese "Ey ates, Ibrahim'e karsi serin ve selamet ol" emri verilir. Bu emir üzerine, ates suya odunlar da baliga dönüsür. Hz. Ibrahim bir gül bahçesinin içersine sag olarak düser. Hz. Ibrahim'in düstügü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kizi Zeliha da Ibrahim'e inandigindan kendisini onun pesinden atese atar. Zeliha'nin düstügü yerde de Aynzeliha Gölü olusmustur. Her iki göldeki baliklar halk tarafindan kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadir.
Camiler ve Kiliseler
Inanç Turizminin önemli merkezlerinden olan Urfa'da Ulu Cami , Hasan Padisah Cami, Halil-Ür Rahman Cami, Ibrahim Peygamber'in Dogdugu Magara Ve Mevlid-I Halil Cami, Eyyüp Peygamber Makami Ve Kuyusu görülebilecek Camilerdir. Isa Kilisesi, Der Yakup Kilisesi Urfa'nin önemli kiliseleridir.
Ulu Cami (Merkez):
Urfa merkezindeki camilerin en eskilerindendir. Eski bir sinagog iken M.S. 435-436'da ölen Piskopos Rabula tarafindan St. Stephon Kilisesi'ne dönüstürülmüstür. Kirmizi renkteki mermer sütunlarin çok olmasi nedeni ile "Kizil Kilise" olarak da adlandirilan yapinin yerine, 1170-1175 yillarinda Nurettin Zengi tarafindan insa edilmistir.
Anadolu'daki çok ayakli camiler grubunda olup, payeler üzerinde kible duvarina paralel üç sira çapraz tonozlarla örtülü, yatik dikdörtgen planlidir. On dört sivri kemerli avluya açilan ve payeler üzerine duran çapraz tonozlarla örtülü son cemaat yeri, Anadolu'da ilk kez Sanliurfa Ulu Cami'nde kullanilmistir. Yapinin sekizgen çan kulesi bugün minare olarak kullanilmaktadir.
Hz. Ibrahim'in Dogdugu Magara Ve Mevlid-I Halil Cami (Merkez):
Hz. Ibrahim, Mevlid-i Halil Cami avlusunun güneyinde bulunan magarada dogmustur. Rivayete göre devrin hükümdari Nemrut, bir rüya görür. Sabah rüyasinda gördüklerini müneccimlerine anlatir. Müneccimlerin "Bu yil dogacak bir çocuk senin saltanatina son verecektir" demesi üzerine Nemrut, halkina emir salarak o yil dogacak bütün erkek çocuklarin öldürülmesini ister.
Sarayin putçusu Azer'in hanimi bu magarada gizlice Hz. Ibrahim'i dünyaya getirir. Hz. Ibrahim 7 yasina kadar bu magarada yasamistir. Hz. Ibrahim'in dogdugu magaranin içerisinde bulunan suyun, sifali olduguna ve bir çok hastaligi iyilestirdigine inanilir.
Balikli Göl (Halil-ür Rahman ve Ayn-i Zeliha Gölü-Merkez):
Sehir merkezinde olup, içindeki baliklar, etrafindaki asirlik çinar ve sögüt agaçlari ile tabii bir akvaryum görünümündedir. Göller, Ayn-i Zeliha ve Halil-ür Rahman olmak üzere iki tanedir. Hz. Ibrahim Peygamber'in, devrin hükümdari Nemrut ve halkinin taptigi putlarla mücadele etmeye ve onlari kirip parçalayarak tek tanri fikrini savunmaya baslamasi üzerine Nemrut tarafindan bugünkü Sanliurfa Kalesi'nden atese atilir. Bu esnada Allah tarafindan "Ey ates Ibrahim'e karsi serin ve selamet ol" emri üzerine ates suya, odunlar da baliga dönüsür. Hz. Ibrahim'in düstügü yere "Halil-ür Rahman Gölü" denilir. Nemrut'un evlatligi Zeliha da, Hz. Ibrahim Peygamber'e asik olur. Hz. Ibrahim Peygamber için babaligi Nemrut'a yalvarir. Hz. Ibrahim'in atese düstügünü görünce Zeliha da kendini atese atar. Zeliha'nin düstügü yere de Ayn-i Zeliha Gölü denir.
Hz. Eyyüp Peygamber ve Makami (Merkez):
Hz. Eyyüp peygamberin, M.Ö. 2100 yilinda Suriye'de Sam ile Ramla arasinda üst diyari denilen ülkenin Desniye köyünde dünyaya geldigi rivayet edilmektedir. Cüzzam hastaligina tutulan Eyyüp Peygamber, Rahime adli karisi ile magarada çile çekmeye devam ederek Allah'a ibadetten vazgeçmez. Bütün istiraplarina ragmen Allah'a asi olmaz. Sonunda, Eyyüp Peygamber imtihani kazanir, Allah tarafindan belirtilen sifali su ile yikanarak iyilesir, hanimi ile kendisine mal ve evlat ihsan edilerek daha sonra uzun müddet yasar. Sanliurfa merkezinde bulunan Hz. Eyyüp peygamberin çile çektigi magara, Eyyüp Peygamber Makami olarak ziyaret edilmektedir.
Eski Ömeriye Cami (Merkez)
Sanliurfa merkezinde bulunan bu caminin, mevcut kitabeleri onarim devrine ait oldugundan insa tarihi bilinmemektedir. Halk arasinda adina dayanilarak caminin Hz. Ömer tarafindan yaptirildigi söylenmektedir. Son cemaat yerinin dogu duvarinda yer alan kitabede caminin 1301 tarihinde Muhammed Aga tarafindan tamir edildigi yazilidir. Bu kitabedeki tarih Ömeriye Caminin Urfa'nin en eski camilerinden biri oldugunu göstermektedir.
Halil-Ür Rahman Cami (Döseme Cami-Makam Cami-Merkez)
Halil-ür Rahman Gölünün güneybati kösesinde yer alan cami, medrese, mezarlik ve Hz. Ibrahim'in atese atildiginda düstügü makamdan meydana gelen bir külliye halindedir. Cami, M.S. 504 tarihinde (Bizans dönemi) Urbisyus'un maddi yardimlariyla monofistler adina yaptirilan Meryem Ana Kilisesi üzerine XIII. yy.da Eyyübiler devrinde insa edilmistir. Caminin güneydogu kösesine bitisik kare gövdeli kesme tas minarenin bati cephesindeki kitabede, Eyyübilerden Melik Esref Muzafferiddin Musa'nin emriyle 1211 yilinda yaptirildigi yazilidir.
Rizvaniye Cami (Zulumiye Cami-Merkez):
Halil-ür Rahman Gölünün kuzey kenarinda yer alan cami, Bizans devrine ait St. Thomas Kilisesi'nin yerine Osmanlilarin Rakka Valisi Rizvan Ahmet Pasa tarafindan 1716 yilinda yaptirilmistir.
Hz. Eyyüp, Hz. Elyasa ve Rahime Hatun Türbeleri (Eyyüp Nebi Köyü-Viransehir):
Hz. Eyyüp Peygamberin mezarinin, Viransehir ilçesinden 12 km uzaklikta Eyyüp Nebi Köyü'nde oldugu rivayet edilmektedir. Hz. Eyyüp 7 yil çile çektikten sonra kendisine Allah tarafindan nail olunan sifali su ile yikanip yaralarindan kurtulur. Daha sonra esi Rahime Hatunla birlikte Eyyüp Nebi Köyünde yasar. Her ikisinin türbesi de bu köyde bulunmaktadir.
Eyyüp Peygamberi görmek için 3 ay yol yürüyen ve çok yakinina geldigi halde göremeden ölen Hz. Elyasa'nin kabri de ayni köydedir. Rivayete göre; IV. Murat Bagdat seferinde iken Eyyüp Nebi Köyünde mola verip bir gece konaklar. Rüyasinda birisi kendisine "Kaldigin yer Eyyüp Peygamberin makamidir. Sabah kalktiginda atinin kisneyerek ayagini üç defa vurdugu yere bir cami ile türbe yaptir." der.
Yine özellikle yöre halki tarafindan anlatilan baska bir rivayete göre Eyyüp Peygamberin sirtini sürdügü kutsal bir kaya kütlesi de bu köyde bulunmaktadir. Hz. Eyyüp Peygamberi ziyarete gelenler önce Hz. Elyasa'yi (Hz. Eyyüp, "Beni ziyarete gelenler önce Hz. Elyasa'nin türbesini ziyaret etsin" demistir.) sonra Hz. Eyyüp'ün türbesini, daha sonra Rahime Hatunu ve en son da sirtini sürdügü kutsal tasi ziyaret etmektedir.
Suayb Sehri (Harran):
Harran'a 45 km mesafede, bir ören yeri olup mevcut kalintilar Roma Devrine aittir. Yüzlerce kaya mezari üzerine kesme taslardan yapilar insa edilmistir. Bu yapilarin bazi duvar ve temel kalintilari günümüze kadar gelebilmistir. Suayb sehri harabeleri arasinda bir magara, Suayb Peygamberin makami olarak bilinmektedir.
Ulu Cami (Harran):
Harran Höyügünün kuzeydogu eteginde yer alan Ulu Cami, 744-750 yillarinda Emevi Hükümdari II. Mervan tarafindan yaptirilmistir. Ünlü medresesi, hamami, hastanesi ile bir külliye halinde oldugu tahmin edilmektedir. Anadolu'nun en eski ve en büyük camisi olmasi bakimindan önem arz eden caminin Selçuklu dönemindeki onarimlarindan kalma mimari parçalari, tas süsleme sanatinin son derece güzel örneklerindendir.
Der-Yakup Kilisesi (Nemrut'un Tahti-Merkez):
Urfa Kalesinin batisinda Damlacik sirtlarinda kurulmus olan bu yapinin Hiristiyanlik dininin dogusundan sonra yaptirilan ilk kiliselerden oldugu bilinmektedir. M.S. 38 yilinda Hiristiyan olan Süryaniler tarafindan kurulmus oldugu tahmin edilmektedir. Buraya Nemrut'un tahti da diyenler oldugu gibi Nemrut'un mezari diyenler de vardir. Halk arasinda Apgarin Dagi da denir. Süryaniler buraya Deyro D'Nalsotho (Ruhlarin Manastiri) demislerdir.
Deyr-i Mesih (Isa Kilisesi-Merkez):
Bu kilise Tilfindir Mahallesindedir. Hiristiyanlik tarihinin ilk kiliselerinden olup M.S. 38 yilinda Süryaniler tarafindan yapilmistir. Evliya Çelebi Hz. Isa'nin Urfa'ya geldigini ve bu kiliseyi ziyaret ettigini, bu nedenle buraya Deyr-i Mesih (Isa Kilisesi) denildigini yazmaktadir.
Harran (Harran):
Din ve dilleriyle en eski milletlerden biri sayilan Ibraniler, tek tanriya inanan bir din anlayisini ilk gerçeklestiren kavimdir. Kutsal kitaplarda anlatilan Sami asilli Yahudi kavmi, Tevrat'a göre Yehova Ibranilerini yöneten Ibrahim Peygambere "Kabileni al ve baba evini (Ur sehri simdiki Urfa) birak, gösterecegim ülkeye git. Orada kavmini büyük bir millet yapacagim." denmistir. Yine Tevrat'ta "Abram Harran'dan gittigi vakit, 75 yasinda idi" denilmektedir. Hz. Ibrahim'in evinin kentin ortasinda bulunan höyügün kuzey eteklerindeki kalintilar arasinda bulundugu bilim çevrelerince iddia edilmektedir.
Köprüler ve Su Kemerleri
Karakoyun Deresi
Karakoyun deresinin tarihteki adi Deysan Irmagidir. Urfa'nin batisindan dogan, sehir içersinden geçerek Harran Ovasi'nda Cüllap Irmagiyla birlesen bu dere günümüzde kurumus bir durumdadir. Karakoyun Deresi üzerinde batidan baslamak üzere doguya dogru; Hizmali Köprü, Millet Köprüsü, Jünstinyen Su Kemeri, Samsat Köprüsü (Eski Köprü), Haci Kamil Köprüsü, Beg Kapisi Köprüsü (Kisas Köprüsü) ve Demir Köprü bulunmaktadir.
Karakoyun Su Kemeri
Millet Köprüsü ile Samsat Köprüsü arasindadir. Bizans imparatoru Jünstinyen tarafindan 525 senesinde yaptirildigi tahmin edilmektedir.
Urfa Kalesi
Kentin güneybati kesiminde, Halil-ür Rahman ve Ayn-i Zeliha Göllerinin güneyindeki Damlacik Dagi üzerindedir. Dogu, bati ve güney tarafi kayadan oyma derin savunma hendegi ile çevrili, kuzey tarafi ise sarp kayaliktir.
Çesmeler
Firuz Bey Çesmesi
Ulu Caminin dogusuna bitisik olan Eyyübi Medresesinin güney duvarinda yeralan çesme 1781 tarihinde Firuz Bey tarafindan yaptirilmistir. Medreseden günümüze sadece 1191 tarihli kitabesi kalmistir. Ayni yerde bugün görülen tek eyvanli medrese, Eyyübiler Devri medresesinin üzerine 1781 tarihinde Nakibzade Haci Ibrahim Efendi tarafindan yaptirilmistir.
Hamamlar
Urfa'da Osmanli Dönemi'nden kalma 8 hamam bulunmaktadir. Bunlar; Cincikli, Vezir, Saban, Velibey, Eski Arasa, Serçe ve Sultan hamamlaridir.
Hanlar ve Çarsilar
Urfa'da Osmanli Dönemi'nden kalma çok sayidaki hanin en güzel örnekleri Gümrük Hani, Haci Kamil Hani, Mençek Hani, Topçu Hani, Bican Aga Hani, Millet Hani ve Barutçu Han'dir.
Sanliurfa'nin Osmanli döneminden kalma is hanlari ve çarsilarindan olusan eski ticaret merkezi Gümrük Hani civarinda yogunluk göstermektedir. Kazaz Pazari (Bedesten), Sipahi Pazari, Koltukçu Pazari, Pamukçu Pazari, Oturakçi Pazari, Kinaci Pazari, Biçakçi Pazari, Kazanci Pazari, Neccar Pazari, Isotçu Pazari, Demirci Pazari, Çulcu Pazari, Çadirci Pazari, Saraç Pazari, Attar Pazari, Tenekeci Pazari, Kürkçü Pazari, Eskici Pazari, Keçeci Pazari, Kokaci (Kovaci) Pazari, Kasap Pazari, Boyahane Çarsisi, Kavafhane Çarsisi, Hanönü Çarsisi, Hüseyniye Çarsilari Gümrük Hani civarinda yer alan ve günümüzde de tarihi özelliklerini koruyan önemli alis veris yerleridir.
Ornitoloji
Dünyada soyu tükenmekte olan ve Türkiye'de yalnizca Birecik'te yasayan Kelaynaklar Sanliurfa yöresindeki hayvan türlerinden en ilgincidir. Ibidae soyundan olan Kelaynaklar bas ve gerdanlari tüysüz oldugundan bu adla anilmaktadir. Birecik'ten baska Fas ve Cezayir'de yasayan Kelaynaklar kis aylarinda Etiyopya ve Madagaskar'a göç ederler ve subat ortasindan baslayarak Birecik'e gelirler. Kayalik yamaçlarda yuva kurar, yumurtlama döneminden sonra temmuz ayi ortalarinda geri dönerler. Birecik'te her yil Kelaynak Festivali düzenlenmektedir.
Geleneksel Urfa Evleri
Urfa evleri genellikle harem (halk harem der) ve "oda" denilen selâmlik kismi olmak üzere iki bölümden olusurlar. Bazen bu iki bölüm, aralarindan bir duvarla ayrilmis ve sokak tarafindan ayri birer kapilari olan müstakil iki ev görünümünü verdikleri gibi, bazen de tek kapiyla girilen selâmlik bölümünden sonra ikinci bir kapiyla harem bölümüne geçilen bir plan gösterirler.
Haci Hafizlar Evi
Kara Meydan semtindedir. Postahanenin güneyine bitisik olan bu ev, harem ve selâmlik bölümlü olup geleneksel Urfa evlerinin birçok özelligini üzerinde toplamaktadir. 1888 yilinda insa edilen bu tarihi ev Kültür Bakanligi'nca restore edilerek Devlet Güzel Sanatlar Galerisi haline getirilmistir.
Sakibin Köskü
1796-1876 yillari arasinda yasayan Sair Sakip Efendi tarafindan yaptirilan bu konak Halepli Bahçe içerisinde bulunur. Nedim Efendi Konagi gibi harem ve selâmlik olarak genis bir alana yayilir. 1985 yilinda Sanli Urfa Belediyesi'nce tamir ettirilmistir.
Küçük Haci Mustafa Hacikamiloglu Konagi
(Vilayet Konukevi) : Sanli Urfa Merkezinde, Vali Fuat Caddesi'nin (Büyükyol) Balikligöl'e yakin kesiminde Selahattin Eyyubi Caminin batisindadir. Bu tarihi konak 19. yüzyilin ikinci yarisinda insa edilmistir (1890 yillari). Harem ve selamlik bölümleri vardir. Konakta insaat malzemesi olarak ünlü Urfa Tasi kullanilmistir
Sanliurfa Müzesi
Sanliurfa Müzesi'nde; Harran'daki kazi çalismalarindan elde edilen eserlerin yani sira, yöredeki diger höyüklerde ve eski iskan yerlerindeki çalismalar sonucu ortaya çikarilan kültür varliklari kronolojik siralama ile teshir edilmektedir. Giris katindaki ilk salon Asur, Babil ve Hitit çaglarina ait eserlere ayrilmistir.
Harran
Harran tarihiyle ilgili en dogru bilgiler arkeolojik kazilardan elde edilen buluntulara dayanmaktadir. Harran adina ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. II. bin baslarina ait çivi yazili tabletlerde "Har-ra-na" veya "Ha-ra-na" seklinde rastlanilmaktadir. Kuzey Suriye'de bulunan Ebla tabletlerinde ise Harran'dan "Ha-ra-na" olarak bahsedilmektedir. M.Ö. II. binin ortalarina ait Hitit Tabletlerinde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasinda yapilan bir anlasmaya Harran'daki Ay Tanrisinin (Sin) ve Günes Tanrisinin sahit tutuldugu belirtilmektedir.
Suayb Sehri
Sanliurfa'dan 88 km uzakliktaki Özkent köyü adiyla anilan tarihi harabelerdir. Genis bir alana yayilan ören yerinin surlarla çevrili oldugu ve Roma devrinde insa edildigi anlasilmaktadir. Halk arasinda Suayb Peygamberin bu kentte yasadigina inanilir. Burada Peygamber Makami olarak ziyaret edilen bir de magara bulunmaktadir.
Sogmatar
Sanliurfa'ya 73 km uzakliktaki kent bugün Yagmurlu köyü adiyla anilmaktadir. M.S.1 ve 2'nci yüzyillarda Süryaniler tarafindan iskan edilmistir. Kökü Harran Sin Kültürüne dayanan Sabiizm ve Bas tanri Marilaha'nin kültür merkezi oldugu bilinen Sogmatar ören yerinin Bas tanriya ve gezegenlere ibadet edilen ve kurban kesilen açik hava mabedi en önemli kalintilarindan biridir. Mabedin duvarlarinda Süryanice yazilar ve gezegenleri tasvir eden insan rölyefleri islenmistir. Ayrica Kalenin batisinda bulunan tepedeki kayalara da tanrilari tasvir eden rölyefler ve Süryanice yazilar islenmistir.
Nevali Çori
Nevali Çori adiyla taninan antik yerlesme yeri, Sanliurfa ili Hilvan ilçesine bagli Kantara köyünün sinirlari içerisinde Firat nehrinin sag tarafinda ve onun bir kolu olan Katara Deresinin yaninda yer almaktadir.
Kazane
Sanliurfa merkeze bagli Kazane (Ugurcuk) yerlesim alaninin tarihi MÖ 5000-3000'e dayanmaktadir. Çalismalar sirasinda mimari buluntular, evler, sokaklar ve bu döneme ait eserler bulunmustur. Bu yerlesim alaninda höyügün tepesinde su deposu insa edilmistir. Ayrica Sümerce'yi Akadça'ya çeviren bir alfabe bulunmustur.
Balikli Göl
(Aynzeliha Ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Urfa sehir merkezinin güneybatisinda yer alan ve Ibrahim Peygamberin atese atildiginda düstügü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal baliklari ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Urfa'nin en çok ziyaretçi çeken yerleridir.
Ibrahim Peygamber, devrin zalim hükümdari Nemrut ve halkinin taptigi putlarla mücadele etmeye, tek tanri fikrini savunmaya baslayinca, Nemrut tarafindan bugünkü kalenin bulundugu tepeden atese atilir. Bu sirada Allah tarafindan atese "Ey ates, Ibrahim'e karsi serin ve selamet ol" emri verilir. Bu emir üzerine, ates suya odunlar da baliga dönüsür. Hz. Ibrahim bir gül bahçesinin içersine sag olarak düser. Hz. Ibrahim'in düstügü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kizi Zeliha da Ibrahim'e inandigindan kendisini onun pesinden atese atar. Zeliha'nin düstügü yerde de Aynzeliha Gölü olusmustur. Her iki göldeki baliklar halk tarafindan kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadir.
Camiler ve Kiliseler
Inanç Turizminin önemli merkezlerinden olan Urfa'da Ulu Cami , Hasan Padisah Cami, Halil-Ür Rahman Cami, Ibrahim Peygamber'in Dogdugu Magara Ve Mevlid-I Halil Cami, Eyyüp Peygamber Makami Ve Kuyusu görülebilecek Camilerdir. Isa Kilisesi, Der Yakup Kilisesi Urfa'nin önemli kiliseleridir.
Ulu Cami (Merkez):
Urfa merkezindeki camilerin en eskilerindendir. Eski bir sinagog iken M.S. 435-436'da ölen Piskopos Rabula tarafindan St. Stephon Kilisesi'ne dönüstürülmüstür. Kirmizi renkteki mermer sütunlarin çok olmasi nedeni ile "Kizil Kilise" olarak da adlandirilan yapinin yerine, 1170-1175 yillarinda Nurettin Zengi tarafindan insa edilmistir.
Anadolu'daki çok ayakli camiler grubunda olup, payeler üzerinde kible duvarina paralel üç sira çapraz tonozlarla örtülü, yatik dikdörtgen planlidir. On dört sivri kemerli avluya açilan ve payeler üzerine duran çapraz tonozlarla örtülü son cemaat yeri, Anadolu'da ilk kez Sanliurfa Ulu Cami'nde kullanilmistir. Yapinin sekizgen çan kulesi bugün minare olarak kullanilmaktadir.
Hz. Ibrahim'in Dogdugu Magara Ve Mevlid-I Halil Cami (Merkez):
Hz. Ibrahim, Mevlid-i Halil Cami avlusunun güneyinde bulunan magarada dogmustur. Rivayete göre devrin hükümdari Nemrut, bir rüya görür. Sabah rüyasinda gördüklerini müneccimlerine anlatir. Müneccimlerin "Bu yil dogacak bir çocuk senin saltanatina son verecektir" demesi üzerine Nemrut, halkina emir salarak o yil dogacak bütün erkek çocuklarin öldürülmesini ister.
Sarayin putçusu Azer'in hanimi bu magarada gizlice Hz. Ibrahim'i dünyaya getirir. Hz. Ibrahim 7 yasina kadar bu magarada yasamistir. Hz. Ibrahim'in dogdugu magaranin içerisinde bulunan suyun, sifali olduguna ve bir çok hastaligi iyilestirdigine inanilir.
Balikli Göl (Halil-ür Rahman ve Ayn-i Zeliha Gölü-Merkez):
Sehir merkezinde olup, içindeki baliklar, etrafindaki asirlik çinar ve sögüt agaçlari ile tabii bir akvaryum görünümündedir. Göller, Ayn-i Zeliha ve Halil-ür Rahman olmak üzere iki tanedir. Hz. Ibrahim Peygamber'in, devrin hükümdari Nemrut ve halkinin taptigi putlarla mücadele etmeye ve onlari kirip parçalayarak tek tanri fikrini savunmaya baslamasi üzerine Nemrut tarafindan bugünkü Sanliurfa Kalesi'nden atese atilir. Bu esnada Allah tarafindan "Ey ates Ibrahim'e karsi serin ve selamet ol" emri üzerine ates suya, odunlar da baliga dönüsür. Hz. Ibrahim'in düstügü yere "Halil-ür Rahman Gölü" denilir. Nemrut'un evlatligi Zeliha da, Hz. Ibrahim Peygamber'e asik olur. Hz. Ibrahim Peygamber için babaligi Nemrut'a yalvarir. Hz. Ibrahim'in atese düstügünü görünce Zeliha da kendini atese atar. Zeliha'nin düstügü yere de Ayn-i Zeliha Gölü denir.
Hz. Eyyüp Peygamber ve Makami (Merkez):
Hz. Eyyüp peygamberin, M.Ö. 2100 yilinda Suriye'de Sam ile Ramla arasinda üst diyari denilen ülkenin Desniye köyünde dünyaya geldigi rivayet edilmektedir. Cüzzam hastaligina tutulan Eyyüp Peygamber, Rahime adli karisi ile magarada çile çekmeye devam ederek Allah'a ibadetten vazgeçmez. Bütün istiraplarina ragmen Allah'a asi olmaz. Sonunda, Eyyüp Peygamber imtihani kazanir, Allah tarafindan belirtilen sifali su ile yikanarak iyilesir, hanimi ile kendisine mal ve evlat ihsan edilerek daha sonra uzun müddet yasar. Sanliurfa merkezinde bulunan Hz. Eyyüp peygamberin çile çektigi magara, Eyyüp Peygamber Makami olarak ziyaret edilmektedir.
Eski Ömeriye Cami (Merkez)
Sanliurfa merkezinde bulunan bu caminin, mevcut kitabeleri onarim devrine ait oldugundan insa tarihi bilinmemektedir. Halk arasinda adina dayanilarak caminin Hz. Ömer tarafindan yaptirildigi söylenmektedir. Son cemaat yerinin dogu duvarinda yer alan kitabede caminin 1301 tarihinde Muhammed Aga tarafindan tamir edildigi yazilidir. Bu kitabedeki tarih Ömeriye Caminin Urfa'nin en eski camilerinden biri oldugunu göstermektedir.
Halil-Ür Rahman Cami (Döseme Cami-Makam Cami-Merkez)
Halil-ür Rahman Gölünün güneybati kösesinde yer alan cami, medrese, mezarlik ve Hz. Ibrahim'in atese atildiginda düstügü makamdan meydana gelen bir külliye halindedir. Cami, M.S. 504 tarihinde (Bizans dönemi) Urbisyus'un maddi yardimlariyla monofistler adina yaptirilan Meryem Ana Kilisesi üzerine XIII. yy.da Eyyübiler devrinde insa edilmistir. Caminin güneydogu kösesine bitisik kare gövdeli kesme tas minarenin bati cephesindeki kitabede, Eyyübilerden Melik Esref Muzafferiddin Musa'nin emriyle 1211 yilinda yaptirildigi yazilidir.
Rizvaniye Cami (Zulumiye Cami-Merkez):
Halil-ür Rahman Gölünün kuzey kenarinda yer alan cami, Bizans devrine ait St. Thomas Kilisesi'nin yerine Osmanlilarin Rakka Valisi Rizvan Ahmet Pasa tarafindan 1716 yilinda yaptirilmistir.
Hz. Eyyüp, Hz. Elyasa ve Rahime Hatun Türbeleri (Eyyüp Nebi Köyü-Viransehir):
Hz. Eyyüp Peygamberin mezarinin, Viransehir ilçesinden 12 km uzaklikta Eyyüp Nebi Köyü'nde oldugu rivayet edilmektedir. Hz. Eyyüp 7 yil çile çektikten sonra kendisine Allah tarafindan nail olunan sifali su ile yikanip yaralarindan kurtulur. Daha sonra esi Rahime Hatunla birlikte Eyyüp Nebi Köyünde yasar. Her ikisinin türbesi de bu köyde bulunmaktadir.
Eyyüp Peygamberi görmek için 3 ay yol yürüyen ve çok yakinina geldigi halde göremeden ölen Hz. Elyasa'nin kabri de ayni köydedir. Rivayete göre; IV. Murat Bagdat seferinde iken Eyyüp Nebi Köyünde mola verip bir gece konaklar. Rüyasinda birisi kendisine "Kaldigin yer Eyyüp Peygamberin makamidir. Sabah kalktiginda atinin kisneyerek ayagini üç defa vurdugu yere bir cami ile türbe yaptir." der.
Yine özellikle yöre halki tarafindan anlatilan baska bir rivayete göre Eyyüp Peygamberin sirtini sürdügü kutsal bir kaya kütlesi de bu köyde bulunmaktadir. Hz. Eyyüp Peygamberi ziyarete gelenler önce Hz. Elyasa'yi (Hz. Eyyüp, "Beni ziyarete gelenler önce Hz. Elyasa'nin türbesini ziyaret etsin" demistir.) sonra Hz. Eyyüp'ün türbesini, daha sonra Rahime Hatunu ve en son da sirtini sürdügü kutsal tasi ziyaret etmektedir.
Suayb Sehri (Harran):
Harran'a 45 km mesafede, bir ören yeri olup mevcut kalintilar Roma Devrine aittir. Yüzlerce kaya mezari üzerine kesme taslardan yapilar insa edilmistir. Bu yapilarin bazi duvar ve temel kalintilari günümüze kadar gelebilmistir. Suayb sehri harabeleri arasinda bir magara, Suayb Peygamberin makami olarak bilinmektedir.
Ulu Cami (Harran):
Harran Höyügünün kuzeydogu eteginde yer alan Ulu Cami, 744-750 yillarinda Emevi Hükümdari II. Mervan tarafindan yaptirilmistir. Ünlü medresesi, hamami, hastanesi ile bir külliye halinde oldugu tahmin edilmektedir. Anadolu'nun en eski ve en büyük camisi olmasi bakimindan önem arz eden caminin Selçuklu dönemindeki onarimlarindan kalma mimari parçalari, tas süsleme sanatinin son derece güzel örneklerindendir.
Der-Yakup Kilisesi (Nemrut'un Tahti-Merkez):
Urfa Kalesinin batisinda Damlacik sirtlarinda kurulmus olan bu yapinin Hiristiyanlik dininin dogusundan sonra yaptirilan ilk kiliselerden oldugu bilinmektedir. M.S. 38 yilinda Hiristiyan olan Süryaniler tarafindan kurulmus oldugu tahmin edilmektedir. Buraya Nemrut'un tahti da diyenler oldugu gibi Nemrut'un mezari diyenler de vardir. Halk arasinda Apgarin Dagi da denir. Süryaniler buraya Deyro D'Nalsotho (Ruhlarin Manastiri) demislerdir.
Deyr-i Mesih (Isa Kilisesi-Merkez):
Bu kilise Tilfindir Mahallesindedir. Hiristiyanlik tarihinin ilk kiliselerinden olup M.S. 38 yilinda Süryaniler tarafindan yapilmistir. Evliya Çelebi Hz. Isa'nin Urfa'ya geldigini ve bu kiliseyi ziyaret ettigini, bu nedenle buraya Deyr-i Mesih (Isa Kilisesi) denildigini yazmaktadir.
Harran (Harran):
Din ve dilleriyle en eski milletlerden biri sayilan Ibraniler, tek tanriya inanan bir din anlayisini ilk gerçeklestiren kavimdir. Kutsal kitaplarda anlatilan Sami asilli Yahudi kavmi, Tevrat'a göre Yehova Ibranilerini yöneten Ibrahim Peygambere "Kabileni al ve baba evini (Ur sehri simdiki Urfa) birak, gösterecegim ülkeye git. Orada kavmini büyük bir millet yapacagim." denmistir. Yine Tevrat'ta "Abram Harran'dan gittigi vakit, 75 yasinda idi" denilmektedir. Hz. Ibrahim'in evinin kentin ortasinda bulunan höyügün kuzey eteklerindeki kalintilar arasinda bulundugu bilim çevrelerince iddia edilmektedir.
Köprüler ve Su Kemerleri
Karakoyun Deresi
Karakoyun deresinin tarihteki adi Deysan Irmagidir. Urfa'nin batisindan dogan, sehir içersinden geçerek Harran Ovasi'nda Cüllap Irmagiyla birlesen bu dere günümüzde kurumus bir durumdadir. Karakoyun Deresi üzerinde batidan baslamak üzere doguya dogru; Hizmali Köprü, Millet Köprüsü, Jünstinyen Su Kemeri, Samsat Köprüsü (Eski Köprü), Haci Kamil Köprüsü, Beg Kapisi Köprüsü (Kisas Köprüsü) ve Demir Köprü bulunmaktadir.
Karakoyun Su Kemeri
Millet Köprüsü ile Samsat Köprüsü arasindadir. Bizans imparatoru Jünstinyen tarafindan 525 senesinde yaptirildigi tahmin edilmektedir.
Urfa Kalesi
Kentin güneybati kesiminde, Halil-ür Rahman ve Ayn-i Zeliha Göllerinin güneyindeki Damlacik Dagi üzerindedir. Dogu, bati ve güney tarafi kayadan oyma derin savunma hendegi ile çevrili, kuzey tarafi ise sarp kayaliktir.
Çesmeler
Firuz Bey Çesmesi
Ulu Caminin dogusuna bitisik olan Eyyübi Medresesinin güney duvarinda yeralan çesme 1781 tarihinde Firuz Bey tarafindan yaptirilmistir. Medreseden günümüze sadece 1191 tarihli kitabesi kalmistir. Ayni yerde bugün görülen tek eyvanli medrese, Eyyübiler Devri medresesinin üzerine 1781 tarihinde Nakibzade Haci Ibrahim Efendi tarafindan yaptirilmistir.
Hamamlar
Urfa'da Osmanli Dönemi'nden kalma 8 hamam bulunmaktadir. Bunlar; Cincikli, Vezir, Saban, Velibey, Eski Arasa, Serçe ve Sultan hamamlaridir.
Hanlar ve Çarsilar
Urfa'da Osmanli Dönemi'nden kalma çok sayidaki hanin en güzel örnekleri Gümrük Hani, Haci Kamil Hani, Mençek Hani, Topçu Hani, Bican Aga Hani, Millet Hani ve Barutçu Han'dir.
Sanliurfa'nin Osmanli döneminden kalma is hanlari ve çarsilarindan olusan eski ticaret merkezi Gümrük Hani civarinda yogunluk göstermektedir. Kazaz Pazari (Bedesten), Sipahi Pazari, Koltukçu Pazari, Pamukçu Pazari, Oturakçi Pazari, Kinaci Pazari, Biçakçi Pazari, Kazanci Pazari, Neccar Pazari, Isotçu Pazari, Demirci Pazari, Çulcu Pazari, Çadirci Pazari, Saraç Pazari, Attar Pazari, Tenekeci Pazari, Kürkçü Pazari, Eskici Pazari, Keçeci Pazari, Kokaci (Kovaci) Pazari, Kasap Pazari, Boyahane Çarsisi, Kavafhane Çarsisi, Hanönü Çarsisi, Hüseyniye Çarsilari Gümrük Hani civarinda yer alan ve günümüzde de tarihi özelliklerini koruyan önemli alis veris yerleridir.
Ornitoloji
Dünyada soyu tükenmekte olan ve Türkiye'de yalnizca Birecik'te yasayan Kelaynaklar Sanliurfa yöresindeki hayvan türlerinden en ilgincidir. Ibidae soyundan olan Kelaynaklar bas ve gerdanlari tüysüz oldugundan bu adla anilmaktadir. Birecik'ten baska Fas ve Cezayir'de yasayan Kelaynaklar kis aylarinda Etiyopya ve Madagaskar'a göç ederler ve subat ortasindan baslayarak Birecik'e gelirler. Kayalik yamaçlarda yuva kurar, yumurtlama döneminden sonra temmuz ayi ortalarinda geri dönerler. Birecik'te her yil Kelaynak Festivali düzenlenmektedir.
Geleneksel Urfa Evleri
Urfa evleri genellikle harem (halk harem der) ve "oda" denilen selâmlik kismi olmak üzere iki bölümden olusurlar. Bazen bu iki bölüm, aralarindan bir duvarla ayrilmis ve sokak tarafindan ayri birer kapilari olan müstakil iki ev görünümünü verdikleri gibi, bazen de tek kapiyla girilen selâmlik bölümünden sonra ikinci bir kapiyla harem bölümüne geçilen bir plan gösterirler.
Haci Hafizlar Evi
Kara Meydan semtindedir. Postahanenin güneyine bitisik olan bu ev, harem ve selâmlik bölümlü olup geleneksel Urfa evlerinin birçok özelligini üzerinde toplamaktadir. 1888 yilinda insa edilen bu tarihi ev Kültür Bakanligi'nca restore edilerek Devlet Güzel Sanatlar Galerisi haline getirilmistir.
Sakibin Köskü
1796-1876 yillari arasinda yasayan Sair Sakip Efendi tarafindan yaptirilan bu konak Halepli Bahçe içerisinde bulunur. Nedim Efendi Konagi gibi harem ve selâmlik olarak genis bir alana yayilir. 1985 yilinda Sanli Urfa Belediyesi'nce tamir ettirilmistir.
Küçük Haci Mustafa Hacikamiloglu Konagi
(Vilayet Konukevi) : Sanli Urfa Merkezinde, Vali Fuat Caddesi'nin (Büyükyol) Balikligöl'e yakin kesiminde Selahattin Eyyubi Caminin batisindadir. Bu tarihi konak 19. yüzyilin ikinci yarisinda insa edilmistir (1890 yillari). Harem ve selamlik bölümleri vardir. Konakta insaat malzemesi olarak ünlü Urfa Tasi kullanilmistir