Gaziantep Tarihi Gaziantep Resimleri
GAZİANTEP'İN TARİHİ YERLERİ
Dülük Antik Kenti
Gaziantep kent merkezinin 10 km kuzeyinde bugünkü Dülük köyünde bulunmaktadir. Tarihi Ipek Yolunun üzerinde bulunan Antik Kent' te M.Ö. 600.000 yilinda Sarkli Magarada insanlarin yasadigina dair bulgular elde edilmistir. Bu magaradaki tas aletlerden bölgenin silah endüstrisindeki durumu tespit edilmistir. Tarihte Doliçhe olarak bilinen kent Hititlerin bas tanrisi Tesup'un din merkezi olmustur. Klasik dönemlerde de önemini koruyan Doliçhe ve Bas Tanrisi Tesup ; Roma dönemlerinde de önemini koruyarak Jupiter Doliçhenus diye anilmaya baslamistir. Bu inanç Romali askerler sayesinde avrupa içlerine, Ingiltere' ye Kuzey Afrika' ya kadar yayilmistir. Daha sonra idari ve dini özelliklerini Belkis'a ve Ayintap' a kaptirarak önemini yitirmistir.
Bugün köyün dogusunda kalan Keber tepesinde kazi çalismalari yapilmakta olup, her gün yeni bulgular ortaya çikarilmaktadir. Dülük Köyünün içinde ve çevresinde bulunan birçok kaya mezarlari ise temizlenerek ziyarete açilmaktadir.
Belkıs (ZEUGMA)
Nizip ilçesinin 10 km. kuzey dogusunda yer alan antik kentte yapilan kazilardan buranin Helenistik, Roma ve Bizans döneminin önemli bir lejyon sehri oldugu tespit edilmistir. Belkis M.Ö. I. Yüzyilda bölgede egemen olan Kommegene Kralliginin dört büyük sehrinden birisidir.
Antik kentte, Firat Nehrine bakan yamaçlarda zenginlere ait evler ve bu evlerin tabaninda çok sayida mozaikler bulunmustur. Nekropolde bulunan çok sayidaki kaya mezarlardan ise mezar stelleri heykeller ve insan iskeletleri elde edilmistir.
Karkamış Harabeleri
Karkamis harabeleri Suriye sinirinda bulunan Karkamis Ilçesinin güneyine düsen ve bir kismi Suriye topraklarinda bulunan bir antik kenttir. Yapilan kazilardan kentin neolitik dönemden beri iskan gördügü anlasilmaktadir. Gilgamis Destani Geç Hitit döneminde Karkamis sehrinin ortostatlarinda tasvir edilmistir. Buradan elde edilen eserler günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir. Mayinli askeri sahada bulunan harabeler, mayinlardan temizlenmeyi beklemektedir.
(Not: Günümüzde Karkamis Harabeleri Askeri bölgede oldugundan ziyarete kapalidir. Ziyaret için Genel Kurmay Baskanligindan izin alinmasi gerekmektedir.)
Kendirli Kilisesi
Kendirli Kilisesi, Gaziantep Ili, Sahinbey Ilçesinde Atatürk Bulvari üzerinde bulunmaktadir. Kendirli Kilisesi 1860 yilinda Fransiz Misyonerler ve III. Napolyon' un yardimiyla insa edilmistir.
Kendirli Kilisesi daha sonralari Ögretmen Okulu olarak, günümüzde ise Milli Egitim Müdürlügü toplanti salonu olarak kullanilmaktadir. Zemin katina ise Ögretmenevi' nin lokali bulunmaktadir. Kendirli Kilisesi, genis bir bahçe içerisinde siyah kesme tastan bir temel üzerine beyaz kesme tastan yapilmistir. Dikdörtgen planli ve çatilidir. Üç basamakla giris kapisina ulasilmaktadir. Giris kapisi üçgen alinlikli, yanlar da sütun payelidir. Kapi ahsap olup, üzerinde yarim daire seklinde demir parmaklikli bir pencere bulunmaktadir. Kilisenin tabani kirmizi ve beyaz mermerle satranç tahtasi seklinde dösenmistir. Iç kismi dört ayak üzerine çapraz tonozludur.
Nizip Fevkani Kilisesi
Nizip Fevkani Kilisesi , Gaziantep' in Nizip ilçesinde sehir merkezinde Sihlar Mahallesinde bulunmaktadir. Ne zaman ve kimler tarafindan yapildigi kesin olarak bilinmeyen kilisenin Bizanslilar döneminde yapildigi zannedilmektedir. Günümüzde depo olarak kullanilan kilise, daha önceleri bir müddet han olarak' ta islev görmüstür.
Ömeriye Camii
Gaziantep' in Dügmeci mahallesinde bulunan bu tarihi cami, Antep' in en eski camisidir. 607 Hicri (1210 Miladi) yilinda tamir geçirdigi kayitlarda yazmaktadir. Caminin kimin tarafindan yapildigi tam olarak bilinmemekle birlikte Halife Hz. Ömer zamaninda yapildigi ya da Hz. Ömer' in kizindan olma torunu Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz tarafindan yaptirildigi söylendigi gibi, birincisinin yaptirip ikincisinin onarttigi hakkinda söylentiler vardir. Caminin bir diger adi da iki Ömer anlaminda “Ömereyn” dir. Caminin taç kapisi ve mihrap ak-kara taslarla örülmüstür. Minare serefesinin korkuluklarinda oyma tas isçiliginin güzel örnekleri görülmektedir. Hatta minarenin bedeninde Antep savunmasinin dehsetli günlerinden kalan mermi, sarapnel parçalarinin izlerini görmek mümkündür.
Halk arasinda anlatilan bir rivayete göre, bu cami her yil biraz daha topraga gömülmektedir. Tamamen battigi zaman kiyametin kopacagi gibi söylentiler vardir.
Boyaci Camii
Bu cami Hamdi Kutlar Caddesi ile Kutlar Sokaginin birlestigi yerde bulunmaktadir. Cami Kadi Kemalettin tarafindan yaptirilmistir. Caminin Minberi üzerindeki oyma kitabede 759 Hicri (1357 Miladi) tarihi yazmaktadir. Ancak bu tarihten daha önce yapildigi kanaati hakimdir. Caminin özelliklerinden birisi de minberin alttan kizakli olmasi ve duvarda özel olarak yapilan bölmesine girip çikabilmesidir. Ayrica Gaziantep' in en büyük camilerinden olan Boyaci Camii' nin içindeki ince ahsap isçiligi dikkat çekicidir.
Ahmet Çelebi Camii
Ulucanlar Mahallesindedir. Caminin kurucusu Peygamber soyundan gelen Haci Osman oglu Seyh Ramazan Efendidir. Bu eser Medrese, Cami, Kastel olarak pes pese siralanmistir. Cami sonradan ilave edilen medreseyi yaptiran Ahmet Çelebi' nin adi ile anilmaktadir. Caminin kitabesinde 1083 Hicri (1672 Miladi) tarihinde yapildigi anlasilmaktadir. Caminin kitabesinde bulunan kastele 12' si kesme tastan, 32' si oyma 44 merdivenle inilir. Cami ahsap isçiliginin essiz örneklerini yansitmakta olup, ayrica kadinlarinda ibadet etmeleri için ayri bir bölümü vardir.
Yusa Peygamber Türbesi
Bilindigi üzere Yusa Peygamber (A.S.) Israilogullari' ndan olup, Hz. Musa' nin yegenidir. Israilogullari' ni göçebelikten kurtarir ve Arz-Kenan' a yerlestirir.
Gaziantep' te Boyaci mahallesinde Boyaci Camii' nden Kavaflar Çarsisina dogru uzanan sokakta Pirsefa denilen mevkide tek katli bir bina vardir. Bu binada iki oda içinde iki türbe bulunmaktadir. Bunlardan birisi rivayete göre Yusa Peygamber' e ait olup, digeri ise Pirsefa Hazretlerine aittir.
Pirsefa Hazretleri ve Türbesi
Pirsefa hazretleri ve Yusa Peygamber ayni yerde yatmaktadir. Pirsefa' nin Türbesi yerden 5 basamak asagidadir, üzeri kap çatilidir. Çok eski bir yapi oldugu her haliyle bellidir. Fakat daha sonra restore edilmistir. Mezarin bulundugu yerde parmaklik halinde eski bir sanduka mevcuttur. Arastirma yapmak maksadiyla sanduka, duvarlar ve tavan dikkatle gözden geçirilmis, ancak hiçbir sayi, yazi ve isarete rastlanmamistir.
Pirsefa rivayetlere göre Hz. Yusa' nin türbedaridir ve ölünce buraya gömülmüstür. Diger bir rivayete göre Pirsefa, Medinelidir ve Ensardandir. Gaziantep' in müslümanlar tarafindan fethinde HZ. Ali kumandasinda buraya gelmis Karaçomak' la yan yana harp edrken ugradigi zorlu bir kiliç vurusu ile gövdesi ikiye bölünmek suretiyle sehit olmustur. Bunun üzerine Hz. Ömer Yusa' nin yanina defnederek “ Kendini Peygamber-i Zisanla “ komsu ettim demistir.”
Rumkale (HROMGLA)
Rumkale (Hromgla), Gaziantep2 in Yavuzeli Ilçesine bagli Kasaba Köyünde, Firat Nehri ile merziman çayinin birlestigi Firat' in bati sahilinde yüksek ve sarp kayalarla örtülü müstahkem bir tepe üzerindedir. Rumkale' nin tarihi hakkinda kesin bilgiler bulunmamakla birlikte çok eski tarihlerden beri Firat boyuna hakim olmasiyla stratejik bir kale özelligine sahiptir. Ilk kez M.Ö. IX. Yüzyilin ortalarinda Asur, Med,Pers, Roma ve Araplarin hakimiyetinde kalmistir. Antik dönemdeki adi Hromgla olan manastir görümündeki bu yerde Hz. Isa' nin havarilerinden biri olan johannes (Yohenna)' in Roma döneminde Rumkale' yi merkez yaparak Hristiyanligi Rumkale ve civarlarinda yaymaya çalistigi ve ayrica kayadan oyma bir odada Yohenna' nin Incil Müsveddelerini sakladigi, daha sonra ise Johannes Incilinin Beyrut' a kaçirildigi rivayet edilmektedir. Yohenna' nin mezar' ininda kalede oldugu ve bu nedenle de Hristiyanlarca da kutsal sayildigi bilinmektedir.
Rumkale ,Haçli seferleri sirasinda Haçlilar'in 1098 yilinda kurmus olduklari merkezi Sanliurfa'da bulunan Urfa Haçli Kontlugu'nun baslica kalelerinden birisi olmustur. Daha sonra Haçlilar'in Maglup edilip bölgeden çikarilmasiyla 1292 yilinda kale ve çevresi Müslümanlar tarafindan ele geçirilmistir. Müslümanlarin eline geçen Rumkale' de ve bölgede Türk -Islam döneminde yapilan birçok eserler bulunmaktadir. Türk – Islam sanatinin özelliklerinin de görülebilecegi kaleden , kullanilmayacak kadar harabe olan birde mescit bulunmaktadir.
Rumkale' nin toplam sekiz burcu mevcut olup, güneydeki kayalik uzantisi yarik seklinde kesilmis böylece kale girisi tek yöne aktarilmistir. Giris yolu üzerinde 30-50 metre araliklarla kulelerle korunan bir geçit insa edilmistir. Kale iki sira halinde olup, yariya kadar topraga gömülüdür. Rumkale bölgedeki kalelerin en büyüklerinden birisi olup, görkemli yapisi, tabiat güzellikleri ve Inanç Turizmi kapsamindaki konumu ile görülmeye deger tarihi yerlerden birisidir.
Seyh Fetullah Camii ve Külliyesi
Gaziantep' in Kepenek mahallesindedir. Halk arasinda bu camiye “ Asagi Seyh Camii” de denilmektedir. Caminin banisi keramet sahibi ve ermis bir kisi olan Seyh Fetullah ; Halife Hz. Ebubekir soyundan gelmektedir. Bu caminin diger camilerden farkli olan özellikleri sunlardir.
1-Cami olarak insa edilmistir.
2-Ilk yapildigi gibi kalmis olup genisletilmemistir.
3-Diger camilerde Osmanli ve Arap mimarisi özellikleri varken bu camide Selçuklu mimarisi özelligi vardir.
4-Banisinin kutsal sayilmasi, kendine özgü mimarisinin bulunmasi.
5-Antep Savunmasinda Sehit olan Karayilan (Molla Mehmet)' in mezarinin burada bulunmasi.
6-Bu camin esi benzeri dünyada bir daha yapilmamistir.
Ökkesiye Hazretleri ve Türbesi
Gaziantep' ten Adana' ya dogru karayoluyla giderken Sakçagözü' nü geçince. Nurdagi' na ulasmadan yolun sol tarafinda uzaklarda yesilliklerle çevrili bir tepe görülür. Iste bu tepede Kahramanmaras ve Gaziantep bölgesinde binlerce insana adidi veren Ökkes yahut Ökkesiye Hazretleri yatmaktadir. Ökkesiye Hazretleri sahabeden bir zat olup, Gaziantep' in Müslümanlar tarafindan fethinde sehit düsen 5 kisiden biridir. Türbenin bulundugu yere Ökkesi'ye denmektedir. Türbe tam olarak dagin tepesinde bulunmakta ve türbenin alt tarafindaki kuyularda ise birkaç metre derinlikte bol su bulunmaktadir.
Rivayetlerde anlatilan,Islam inancina göre Peygamber efendimizin Peygamberlik mührünü gören cennetliktir. Peygamberimiz herkesle helallesirken Ökkesiye hazretleri ‘'Ya Resulullah Uhud Cenginde bana kirbaçla vurmustunuz. Hakkimi ancak kisasla ödesirim” der. Peygamberimiz (S.A.) Ökkesiye Hazretlerine kirbaci verir ve vurmasini söyler. Ökkesiye Hazretleri “ Siz bana sirtim çiplakken vurmustunuz ya Resulullah” der Peygamber Efendimiz sirtini açar tam bu sirada Ökkesiye Hazretleri Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü görür ve öper. Daha sonra “ Kisastaki gayem buydu Ya Resulullah . Yoksa sizde bir hakkim varsa anam sütü gibi helal olsun” der.
Erkek çocugu olmayan kari kocalar ve daha degisik maksatlari olanlar Ökkesiye Hazretlerinin Türbesini ziyaret ederler ve isteklerinin kabul edilmesi ve arzularina kavusmak ümidiyle burada Allah' a niyazda bulunurlar. Ayrica Allah rizasi için kurban keserler. Böylece de ziyaretten sonra dogan çocuga genel olarak Ökkes adi verilir.
Ipek Yolu
Ipek Yolu; Asya' yi Avrupa' ya baglayan ve üzerinde en çok ipek tasindigi için “Ipek Yolu” adiyla anilan tarihi kervan yoludur.
Esasinda bu yol Antakya' dan baslayip, Gaziantep'ten de geçerek Iran ve Afganistan' in kuzeyinden Pamir Ovasina kadar girdi. Çin' in en uç noktasindan baslayip Anadolu' nun çesitli yerlerinden geçerek Istanbul' da birlesen ve oradan da Avrupa' nin içlerine giden bu yol boyunca çesitli alis-veris merkezleri ve konaklama yerleri bulunur. Bu konaklama ve alis-veris merkezlerinin sehirlerde bulunanlarina han, yol güzergahlarinda bulunanlarina da kervansaray veya Menzil Hani denilmektedir. 19.yüzyil baslarina kadar kullanilan bu yapilardan günümüze Gaziantep' te de önemli eserler kalmistir. Gaziantep merkezine yaklasik 1o km. mesafedeki Sam Köyünde bulunan han bir Menzil Han' i olarak insa edilmistir. Il Merkezinde halen Sire Hani , Tuz Hani, Tütün Hani, Hisva Hani, Mecidiye Han i, Emir Ali Hani, Anadolu Hani, Kürkçü Hani, belediye Hani, Elbeyli Hani, Yeni Yüzükçü Hani, Haci Ömer Hani, Millet Hani ve daha birçok han varligini sürdürmektedir
Gaziantep kent merkezinin 10 km kuzeyinde bugünkü Dülük köyünde bulunmaktadir. Tarihi Ipek Yolunun üzerinde bulunan Antik Kent' te M.Ö. 600.000 yilinda Sarkli Magarada insanlarin yasadigina dair bulgular elde edilmistir. Bu magaradaki tas aletlerden bölgenin silah endüstrisindeki durumu tespit edilmistir. Tarihte Doliçhe olarak bilinen kent Hititlerin bas tanrisi Tesup'un din merkezi olmustur. Klasik dönemlerde de önemini koruyan Doliçhe ve Bas Tanrisi Tesup ; Roma dönemlerinde de önemini koruyarak Jupiter Doliçhenus diye anilmaya baslamistir. Bu inanç Romali askerler sayesinde avrupa içlerine, Ingiltere' ye Kuzey Afrika' ya kadar yayilmistir. Daha sonra idari ve dini özelliklerini Belkis'a ve Ayintap' a kaptirarak önemini yitirmistir.
Bugün köyün dogusunda kalan Keber tepesinde kazi çalismalari yapilmakta olup, her gün yeni bulgular ortaya çikarilmaktadir. Dülük Köyünün içinde ve çevresinde bulunan birçok kaya mezarlari ise temizlenerek ziyarete açilmaktadir.
Belkıs (ZEUGMA)
Nizip ilçesinin 10 km. kuzey dogusunda yer alan antik kentte yapilan kazilardan buranin Helenistik, Roma ve Bizans döneminin önemli bir lejyon sehri oldugu tespit edilmistir. Belkis M.Ö. I. Yüzyilda bölgede egemen olan Kommegene Kralliginin dört büyük sehrinden birisidir.
Antik kentte, Firat Nehrine bakan yamaçlarda zenginlere ait evler ve bu evlerin tabaninda çok sayida mozaikler bulunmustur. Nekropolde bulunan çok sayidaki kaya mezarlardan ise mezar stelleri heykeller ve insan iskeletleri elde edilmistir.
Karkamış Harabeleri
Karkamis harabeleri Suriye sinirinda bulunan Karkamis Ilçesinin güneyine düsen ve bir kismi Suriye topraklarinda bulunan bir antik kenttir. Yapilan kazilardan kentin neolitik dönemden beri iskan gördügü anlasilmaktadir. Gilgamis Destani Geç Hitit döneminde Karkamis sehrinin ortostatlarinda tasvir edilmistir. Buradan elde edilen eserler günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir. Mayinli askeri sahada bulunan harabeler, mayinlardan temizlenmeyi beklemektedir.
(Not: Günümüzde Karkamis Harabeleri Askeri bölgede oldugundan ziyarete kapalidir. Ziyaret için Genel Kurmay Baskanligindan izin alinmasi gerekmektedir.)
Kendirli Kilisesi
Kendirli Kilisesi, Gaziantep Ili, Sahinbey Ilçesinde Atatürk Bulvari üzerinde bulunmaktadir. Kendirli Kilisesi 1860 yilinda Fransiz Misyonerler ve III. Napolyon' un yardimiyla insa edilmistir.
Kendirli Kilisesi daha sonralari Ögretmen Okulu olarak, günümüzde ise Milli Egitim Müdürlügü toplanti salonu olarak kullanilmaktadir. Zemin katina ise Ögretmenevi' nin lokali bulunmaktadir. Kendirli Kilisesi, genis bir bahçe içerisinde siyah kesme tastan bir temel üzerine beyaz kesme tastan yapilmistir. Dikdörtgen planli ve çatilidir. Üç basamakla giris kapisina ulasilmaktadir. Giris kapisi üçgen alinlikli, yanlar da sütun payelidir. Kapi ahsap olup, üzerinde yarim daire seklinde demir parmaklikli bir pencere bulunmaktadir. Kilisenin tabani kirmizi ve beyaz mermerle satranç tahtasi seklinde dösenmistir. Iç kismi dört ayak üzerine çapraz tonozludur.
Nizip Fevkani Kilisesi
Nizip Fevkani Kilisesi , Gaziantep' in Nizip ilçesinde sehir merkezinde Sihlar Mahallesinde bulunmaktadir. Ne zaman ve kimler tarafindan yapildigi kesin olarak bilinmeyen kilisenin Bizanslilar döneminde yapildigi zannedilmektedir. Günümüzde depo olarak kullanilan kilise, daha önceleri bir müddet han olarak' ta islev görmüstür.
Ömeriye Camii
Gaziantep' in Dügmeci mahallesinde bulunan bu tarihi cami, Antep' in en eski camisidir. 607 Hicri (1210 Miladi) yilinda tamir geçirdigi kayitlarda yazmaktadir. Caminin kimin tarafindan yapildigi tam olarak bilinmemekle birlikte Halife Hz. Ömer zamaninda yapildigi ya da Hz. Ömer' in kizindan olma torunu Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz tarafindan yaptirildigi söylendigi gibi, birincisinin yaptirip ikincisinin onarttigi hakkinda söylentiler vardir. Caminin bir diger adi da iki Ömer anlaminda “Ömereyn” dir. Caminin taç kapisi ve mihrap ak-kara taslarla örülmüstür. Minare serefesinin korkuluklarinda oyma tas isçiliginin güzel örnekleri görülmektedir. Hatta minarenin bedeninde Antep savunmasinin dehsetli günlerinden kalan mermi, sarapnel parçalarinin izlerini görmek mümkündür.
Halk arasinda anlatilan bir rivayete göre, bu cami her yil biraz daha topraga gömülmektedir. Tamamen battigi zaman kiyametin kopacagi gibi söylentiler vardir.
Boyaci Camii
Bu cami Hamdi Kutlar Caddesi ile Kutlar Sokaginin birlestigi yerde bulunmaktadir. Cami Kadi Kemalettin tarafindan yaptirilmistir. Caminin Minberi üzerindeki oyma kitabede 759 Hicri (1357 Miladi) tarihi yazmaktadir. Ancak bu tarihten daha önce yapildigi kanaati hakimdir. Caminin özelliklerinden birisi de minberin alttan kizakli olmasi ve duvarda özel olarak yapilan bölmesine girip çikabilmesidir. Ayrica Gaziantep' in en büyük camilerinden olan Boyaci Camii' nin içindeki ince ahsap isçiligi dikkat çekicidir.
Ahmet Çelebi Camii
Ulucanlar Mahallesindedir. Caminin kurucusu Peygamber soyundan gelen Haci Osman oglu Seyh Ramazan Efendidir. Bu eser Medrese, Cami, Kastel olarak pes pese siralanmistir. Cami sonradan ilave edilen medreseyi yaptiran Ahmet Çelebi' nin adi ile anilmaktadir. Caminin kitabesinde 1083 Hicri (1672 Miladi) tarihinde yapildigi anlasilmaktadir. Caminin kitabesinde bulunan kastele 12' si kesme tastan, 32' si oyma 44 merdivenle inilir. Cami ahsap isçiliginin essiz örneklerini yansitmakta olup, ayrica kadinlarinda ibadet etmeleri için ayri bir bölümü vardir.
Yusa Peygamber Türbesi
Bilindigi üzere Yusa Peygamber (A.S.) Israilogullari' ndan olup, Hz. Musa' nin yegenidir. Israilogullari' ni göçebelikten kurtarir ve Arz-Kenan' a yerlestirir.
Gaziantep' te Boyaci mahallesinde Boyaci Camii' nden Kavaflar Çarsisina dogru uzanan sokakta Pirsefa denilen mevkide tek katli bir bina vardir. Bu binada iki oda içinde iki türbe bulunmaktadir. Bunlardan birisi rivayete göre Yusa Peygamber' e ait olup, digeri ise Pirsefa Hazretlerine aittir.
Pirsefa Hazretleri ve Türbesi
Pirsefa hazretleri ve Yusa Peygamber ayni yerde yatmaktadir. Pirsefa' nin Türbesi yerden 5 basamak asagidadir, üzeri kap çatilidir. Çok eski bir yapi oldugu her haliyle bellidir. Fakat daha sonra restore edilmistir. Mezarin bulundugu yerde parmaklik halinde eski bir sanduka mevcuttur. Arastirma yapmak maksadiyla sanduka, duvarlar ve tavan dikkatle gözden geçirilmis, ancak hiçbir sayi, yazi ve isarete rastlanmamistir.
Pirsefa rivayetlere göre Hz. Yusa' nin türbedaridir ve ölünce buraya gömülmüstür. Diger bir rivayete göre Pirsefa, Medinelidir ve Ensardandir. Gaziantep' in müslümanlar tarafindan fethinde HZ. Ali kumandasinda buraya gelmis Karaçomak' la yan yana harp edrken ugradigi zorlu bir kiliç vurusu ile gövdesi ikiye bölünmek suretiyle sehit olmustur. Bunun üzerine Hz. Ömer Yusa' nin yanina defnederek “ Kendini Peygamber-i Zisanla “ komsu ettim demistir.”
Rumkale (HROMGLA)
Rumkale (Hromgla), Gaziantep2 in Yavuzeli Ilçesine bagli Kasaba Köyünde, Firat Nehri ile merziman çayinin birlestigi Firat' in bati sahilinde yüksek ve sarp kayalarla örtülü müstahkem bir tepe üzerindedir. Rumkale' nin tarihi hakkinda kesin bilgiler bulunmamakla birlikte çok eski tarihlerden beri Firat boyuna hakim olmasiyla stratejik bir kale özelligine sahiptir. Ilk kez M.Ö. IX. Yüzyilin ortalarinda Asur, Med,Pers, Roma ve Araplarin hakimiyetinde kalmistir. Antik dönemdeki adi Hromgla olan manastir görümündeki bu yerde Hz. Isa' nin havarilerinden biri olan johannes (Yohenna)' in Roma döneminde Rumkale' yi merkez yaparak Hristiyanligi Rumkale ve civarlarinda yaymaya çalistigi ve ayrica kayadan oyma bir odada Yohenna' nin Incil Müsveddelerini sakladigi, daha sonra ise Johannes Incilinin Beyrut' a kaçirildigi rivayet edilmektedir. Yohenna' nin mezar' ininda kalede oldugu ve bu nedenle de Hristiyanlarca da kutsal sayildigi bilinmektedir.
Rumkale ,Haçli seferleri sirasinda Haçlilar'in 1098 yilinda kurmus olduklari merkezi Sanliurfa'da bulunan Urfa Haçli Kontlugu'nun baslica kalelerinden birisi olmustur. Daha sonra Haçlilar'in Maglup edilip bölgeden çikarilmasiyla 1292 yilinda kale ve çevresi Müslümanlar tarafindan ele geçirilmistir. Müslümanlarin eline geçen Rumkale' de ve bölgede Türk -Islam döneminde yapilan birçok eserler bulunmaktadir. Türk – Islam sanatinin özelliklerinin de görülebilecegi kaleden , kullanilmayacak kadar harabe olan birde mescit bulunmaktadir.
Rumkale' nin toplam sekiz burcu mevcut olup, güneydeki kayalik uzantisi yarik seklinde kesilmis böylece kale girisi tek yöne aktarilmistir. Giris yolu üzerinde 30-50 metre araliklarla kulelerle korunan bir geçit insa edilmistir. Kale iki sira halinde olup, yariya kadar topraga gömülüdür. Rumkale bölgedeki kalelerin en büyüklerinden birisi olup, görkemli yapisi, tabiat güzellikleri ve Inanç Turizmi kapsamindaki konumu ile görülmeye deger tarihi yerlerden birisidir.
Seyh Fetullah Camii ve Külliyesi
Gaziantep' in Kepenek mahallesindedir. Halk arasinda bu camiye “ Asagi Seyh Camii” de denilmektedir. Caminin banisi keramet sahibi ve ermis bir kisi olan Seyh Fetullah ; Halife Hz. Ebubekir soyundan gelmektedir. Bu caminin diger camilerden farkli olan özellikleri sunlardir.
1-Cami olarak insa edilmistir.
2-Ilk yapildigi gibi kalmis olup genisletilmemistir.
3-Diger camilerde Osmanli ve Arap mimarisi özellikleri varken bu camide Selçuklu mimarisi özelligi vardir.
4-Banisinin kutsal sayilmasi, kendine özgü mimarisinin bulunmasi.
5-Antep Savunmasinda Sehit olan Karayilan (Molla Mehmet)' in mezarinin burada bulunmasi.
6-Bu camin esi benzeri dünyada bir daha yapilmamistir.
Ökkesiye Hazretleri ve Türbesi
Gaziantep' ten Adana' ya dogru karayoluyla giderken Sakçagözü' nü geçince. Nurdagi' na ulasmadan yolun sol tarafinda uzaklarda yesilliklerle çevrili bir tepe görülür. Iste bu tepede Kahramanmaras ve Gaziantep bölgesinde binlerce insana adidi veren Ökkes yahut Ökkesiye Hazretleri yatmaktadir. Ökkesiye Hazretleri sahabeden bir zat olup, Gaziantep' in Müslümanlar tarafindan fethinde sehit düsen 5 kisiden biridir. Türbenin bulundugu yere Ökkesi'ye denmektedir. Türbe tam olarak dagin tepesinde bulunmakta ve türbenin alt tarafindaki kuyularda ise birkaç metre derinlikte bol su bulunmaktadir.
Rivayetlerde anlatilan,Islam inancina göre Peygamber efendimizin Peygamberlik mührünü gören cennetliktir. Peygamberimiz herkesle helallesirken Ökkesiye hazretleri ‘'Ya Resulullah Uhud Cenginde bana kirbaçla vurmustunuz. Hakkimi ancak kisasla ödesirim” der. Peygamberimiz (S.A.) Ökkesiye Hazretlerine kirbaci verir ve vurmasini söyler. Ökkesiye Hazretleri “ Siz bana sirtim çiplakken vurmustunuz ya Resulullah” der Peygamber Efendimiz sirtini açar tam bu sirada Ökkesiye Hazretleri Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü görür ve öper. Daha sonra “ Kisastaki gayem buydu Ya Resulullah . Yoksa sizde bir hakkim varsa anam sütü gibi helal olsun” der.
Erkek çocugu olmayan kari kocalar ve daha degisik maksatlari olanlar Ökkesiye Hazretlerinin Türbesini ziyaret ederler ve isteklerinin kabul edilmesi ve arzularina kavusmak ümidiyle burada Allah' a niyazda bulunurlar. Ayrica Allah rizasi için kurban keserler. Böylece de ziyaretten sonra dogan çocuga genel olarak Ökkes adi verilir.
Ipek Yolu
Ipek Yolu; Asya' yi Avrupa' ya baglayan ve üzerinde en çok ipek tasindigi için “Ipek Yolu” adiyla anilan tarihi kervan yoludur.
Esasinda bu yol Antakya' dan baslayip, Gaziantep'ten de geçerek Iran ve Afganistan' in kuzeyinden Pamir Ovasina kadar girdi. Çin' in en uç noktasindan baslayip Anadolu' nun çesitli yerlerinden geçerek Istanbul' da birlesen ve oradan da Avrupa' nin içlerine giden bu yol boyunca çesitli alis-veris merkezleri ve konaklama yerleri bulunur. Bu konaklama ve alis-veris merkezlerinin sehirlerde bulunanlarina han, yol güzergahlarinda bulunanlarina da kervansaray veya Menzil Hani denilmektedir. 19.yüzyil baslarina kadar kullanilan bu yapilardan günümüze Gaziantep' te de önemli eserler kalmistir. Gaziantep merkezine yaklasik 1o km. mesafedeki Sam Köyünde bulunan han bir Menzil Han' i olarak insa edilmistir. Il Merkezinde halen Sire Hani , Tuz Hani, Tütün Hani, Hisva Hani, Mecidiye Han i, Emir Ali Hani, Anadolu Hani, Kürkçü Hani, belediye Hani, Elbeyli Hani, Yeni Yüzükçü Hani, Haci Ömer Hani, Millet Hani ve daha birçok han varligini sürdürmektedir