Hatay Tarihi Hatay Resimler
HATAY'IN TARİHİ YERLERİ
Habib-i Neccar Camii
Anadolu'nun ilk camii olan Habib-i Neccar Antakya'da yapilmis ve Müslümanlik Anadolu'ya buradan yayilmaya baslamistir. Habib-i Neccar Camii Hz. Ömer'in Komutanlarindan Ebu Ubeyde Bin Cerrah Tarafindan M.S 636 yilinda insa edilmistir.Hz. Isa'nin Havarilerine ilk inanan Habib-i Neccar bir inanç abidesi ve Kuran-i Kerimde Yasin suresinde övülen bir sehittir.
Mezari camide bulunmaktadir. Çok tanrili dönemde Roma halkini Allah'a inanmalari için Antakya'ya iknaya Hz. Isa tarafindan gönderilen elçiler Yuhanna, Pavlos ve Semun Safa'nin da mezarlari cami içinde yer aldigina inanilmakta ve kabirleri bulunmaktadir.
Bayezid-i Bestami Makami:
Kirikhan'in kuzeyinde Alaybeyli Köyünün hemen önünde yer alan bir tepe ve Darbisak Kalesinin içinde yer alir. Bu kale, Antakya Haçli Prensliginin önemli kalelerinden biri idi.
Belen geçidinin kuzey girisinin güvenligini saglayan kale, 1268 yilinda Baybars tarafindan alindiktan sonra önemini yitirmistir. 19. yüzyilin sonlarinda buraya Karamürselzade Mustafa Sevki Pasa tarafindan Islam evliyalarindan Bayezid-i Bestami adina bir cami ve ziyaret yeri yaptirilmistir. Kalenin bazi bölümleri kismen ayaktadir.
Seyh Ahmet Kuseyri Camii ve Türbesi
Antakya –Yayladagi güzergahinda, Antakya'ya 25 kilometre uzaklikta bulunan Senköy beldesindedir. Osmanli döneminde yasamis bir veli olan Seyh Ahmet Kuseyri'nin türbesi ve ayni avluda bulunan cami 16. yüzyil eseridir.
Hizir Türbesi ve Musa Agaci
Antakya'da ve Samandag ilçesinde pek çok yerde Hizir (a.s) adina yapilmis türbe ve ziyaretler vardir. Ancak bunlarin en ünlüsü Samandag sahilinde, Hz. Hizir ile Hz. Musa'nin bulustugu yer olarak kabul edilen kayanin üzerinde kurulan Hizir (a.s) ziyaretidir.
Samandag ilçesi Hidirbey Köyünde koruma altina alinmis ulu bir çinar agaci vardir. 800-1000 yaslarinda oldugu tahmin edilen, ancak halk arasinda 2000-3000 yaslari arasinda olduguna inanilan bir agaçtir.
Gövdesinin çevresi 35 metredir. Bu agacin Hz. Musa'nin asasinin ab-i hayat (ölümsüzlük suyu) sayesinde filizlenip kök salmasi sayesinde meydana geldigine dair efsaneler anlatilmaktadir.
Ulu Camii
Antakya'nin Ata Köprüsü yakininda bulunan ve yapildigi dönem itibariyle Antakya'nin en eski camisi olan Ulu Cami'nin Memlük dönemi eseri oldugu sanilmaktadir. Kitabelerden, caminin ve minaresinin çesitli dönemlerde tamir edildigi sanilmaktadir.
Antakya'da bunlardan baska Mahremiye Camii, Nakip Camii, Yeni Camii, Civelek Camii, Meydan Camii ve Seyh Ali Camii gibi hepside Osmanli dönemi eseri olan camiler vardir. Bunlar Kubbeli ve ahsap çatili olmak üzere iki ayri tipte insa edilmistir.
Kiliseler olarak basta St. Pierre Kilisesi, Antakya'da Katolik Kilisesi, Ortadoks Kilisesi, Protestan Kilisesi, Havra, Samandag'da Vakifli Ermeni Kilisesi, Arsuz'da Maryo Hanna Kilisesi, Meryem Ana Havuzu yer almaktadir. Antakya içinde en eski ve sayica çok olan yapilar hanlar ve hamamlardir.
Bunlarin hemen hepsi vakif eserleridir. Cindi Hamami (Memlük dönemi), Saka Hamami, Meydan Hamami, Yeni Hamam (Osmanli dönemi) halen çalisan hamamlardir. Kursunlu Han, Saka Hamami yanindaki Sokulu Hani (18. yüzyildan itibaren sabunhane olarak kullanilmistir.) önemli ve halen kullanilan hanlardir. Ulu Camii yakinindaki Sokullu Bedesteni de kismen ayaktadir.
Saint Pierre : Kentin kuzeydogusunda, Reyhanli çikisinin yakininda bulunan bu magara-kilise, Antakya'da Hiristiyanligin yayilma döneminden kalan tek yapidir. Stauris (Hac) Dagi'nin eteginde, eni 9.5 m, derinligi 13 m., yüksekligi 7 m. Olan bu magarada, St. Paul. St. Pierre ve Barnabas ilk Hiristiyan cemaat ile toplanip onlara vaaz vermislerdir. Dösemesinde. V. Yüzyila ait mozaik parçalari ile sunagin sagindaki duvarda bir zamanlar duvari tümü ile kaplayan fresklerden kalan izler bulunmaktadir. Sunagin sol tarafinda kilisenin içine açilan tünel, bir baskin sirasinda cemaatin daga kaçarak gizlenmesine yariyordu.
Haçlilar döneminde birkaç metre daha uzatilan kilise. Iki kemerle ön cepheye baglandi. Dogulu bir ifade tasiyan ve yerel malzeme ile yapilmis olan ön cephe, 1863 yilinda Papa IX. Pius'un istegi ile Kapuçin rahipleri tarafindan restore edilmis, bu faaliyete III. Napolyon da yardimda bulunmustur. Eskiden bir cephesinin bir revak ile korundugu sol taraftaki izlerden anlasilmaktadir. Öndeki bahçe birkaç yüzyil mezarlik olarak kullanilmistir. Kilisenin içinde, sunagin çevresinde de mezarlar bulunmaktadir. Dünyanin ilk katedrali kabul edilen ve 1963 yilinda Papa IV. Paul tarafindan Hiristiyanlar için Hac yeri olarak ilan edilen bu magaracikta, özellikle her yil 29 Haziran günü, civardan ve uzak illerden gelen din adamlari ve kalabalik bir cemaatin katildigi ayin yapilir. Her yil yapilan bu törenlere Vatikan'dan temsilci katilmaktadir.
Titus Tüneli : Samandag in 5 Km. kuzeyinde denize hakim yamaçlarda M.Ö. 300 yillarinda Seleuykos Nikator tarafindan kurulan ve kurucusunun adi ile anilan sehirdir. Sehrin, dagin hemen bitiminde , dagdan gelen derelerin agzinda bir iç limani vardi. Sellerin bu limani Doldurmasi tehlikesi ortaya çikinca imparator Vespasianus zamaninda dag delinerek bir tünel açilmasi kararlastirildi tünel Titus zamaninda tamamlandi ve derenin önü bir duvarla kapatilarak sel sulari , yüksekligi 7 mt. genisligi 6 mt olan bu tünel vasitasi ile uzaklara akitildi , böylece limanin dolmasi engellenmis oldu. 130 mt si tünel , kalani açik kanal halinde olan tünelin uzunlugu giristen Çevlige kadar 1380 mt. dir
Tünelin deniz tarafindaki girisine göre sag tarafta , 100 Mt. kadar uzaklikta kaya mezarlari vardir burada kayalara oyulmus magaralarin içinde bulunan çok sayida mezarin en çok ilgi çekeni , çukurun tabanindaki genis magaradir. içinde çok sayida mezar bulunan bu magara digerlerinden farkli yapilmis yüksek ve gösterisli bir mezar yüzünden halk arasindan ''Besikli Magara'' olarak anilmaktadir. Antik sehrin yerlesim yerinin yukari kisimlarinda tapinak kalintilarina da rastlanir , bunlardan baska , Magaracik köyü civarinda da çok sayida magara vardir.
Anadolu'nun ilk camii olan Habib-i Neccar Antakya'da yapilmis ve Müslümanlik Anadolu'ya buradan yayilmaya baslamistir. Habib-i Neccar Camii Hz. Ömer'in Komutanlarindan Ebu Ubeyde Bin Cerrah Tarafindan M.S 636 yilinda insa edilmistir.Hz. Isa'nin Havarilerine ilk inanan Habib-i Neccar bir inanç abidesi ve Kuran-i Kerimde Yasin suresinde övülen bir sehittir.
Mezari camide bulunmaktadir. Çok tanrili dönemde Roma halkini Allah'a inanmalari için Antakya'ya iknaya Hz. Isa tarafindan gönderilen elçiler Yuhanna, Pavlos ve Semun Safa'nin da mezarlari cami içinde yer aldigina inanilmakta ve kabirleri bulunmaktadir.
Bayezid-i Bestami Makami:
Kirikhan'in kuzeyinde Alaybeyli Köyünün hemen önünde yer alan bir tepe ve Darbisak Kalesinin içinde yer alir. Bu kale, Antakya Haçli Prensliginin önemli kalelerinden biri idi.
Belen geçidinin kuzey girisinin güvenligini saglayan kale, 1268 yilinda Baybars tarafindan alindiktan sonra önemini yitirmistir. 19. yüzyilin sonlarinda buraya Karamürselzade Mustafa Sevki Pasa tarafindan Islam evliyalarindan Bayezid-i Bestami adina bir cami ve ziyaret yeri yaptirilmistir. Kalenin bazi bölümleri kismen ayaktadir.
Seyh Ahmet Kuseyri Camii ve Türbesi
Antakya –Yayladagi güzergahinda, Antakya'ya 25 kilometre uzaklikta bulunan Senköy beldesindedir. Osmanli döneminde yasamis bir veli olan Seyh Ahmet Kuseyri'nin türbesi ve ayni avluda bulunan cami 16. yüzyil eseridir.
Hizir Türbesi ve Musa Agaci
Antakya'da ve Samandag ilçesinde pek çok yerde Hizir (a.s) adina yapilmis türbe ve ziyaretler vardir. Ancak bunlarin en ünlüsü Samandag sahilinde, Hz. Hizir ile Hz. Musa'nin bulustugu yer olarak kabul edilen kayanin üzerinde kurulan Hizir (a.s) ziyaretidir.
Samandag ilçesi Hidirbey Köyünde koruma altina alinmis ulu bir çinar agaci vardir. 800-1000 yaslarinda oldugu tahmin edilen, ancak halk arasinda 2000-3000 yaslari arasinda olduguna inanilan bir agaçtir.
Gövdesinin çevresi 35 metredir. Bu agacin Hz. Musa'nin asasinin ab-i hayat (ölümsüzlük suyu) sayesinde filizlenip kök salmasi sayesinde meydana geldigine dair efsaneler anlatilmaktadir.
Ulu Camii
Antakya'nin Ata Köprüsü yakininda bulunan ve yapildigi dönem itibariyle Antakya'nin en eski camisi olan Ulu Cami'nin Memlük dönemi eseri oldugu sanilmaktadir. Kitabelerden, caminin ve minaresinin çesitli dönemlerde tamir edildigi sanilmaktadir.
Antakya'da bunlardan baska Mahremiye Camii, Nakip Camii, Yeni Camii, Civelek Camii, Meydan Camii ve Seyh Ali Camii gibi hepside Osmanli dönemi eseri olan camiler vardir. Bunlar Kubbeli ve ahsap çatili olmak üzere iki ayri tipte insa edilmistir.
Kiliseler olarak basta St. Pierre Kilisesi, Antakya'da Katolik Kilisesi, Ortadoks Kilisesi, Protestan Kilisesi, Havra, Samandag'da Vakifli Ermeni Kilisesi, Arsuz'da Maryo Hanna Kilisesi, Meryem Ana Havuzu yer almaktadir. Antakya içinde en eski ve sayica çok olan yapilar hanlar ve hamamlardir.
Bunlarin hemen hepsi vakif eserleridir. Cindi Hamami (Memlük dönemi), Saka Hamami, Meydan Hamami, Yeni Hamam (Osmanli dönemi) halen çalisan hamamlardir. Kursunlu Han, Saka Hamami yanindaki Sokulu Hani (18. yüzyildan itibaren sabunhane olarak kullanilmistir.) önemli ve halen kullanilan hanlardir. Ulu Camii yakinindaki Sokullu Bedesteni de kismen ayaktadir.
Saint Pierre : Kentin kuzeydogusunda, Reyhanli çikisinin yakininda bulunan bu magara-kilise, Antakya'da Hiristiyanligin yayilma döneminden kalan tek yapidir. Stauris (Hac) Dagi'nin eteginde, eni 9.5 m, derinligi 13 m., yüksekligi 7 m. Olan bu magarada, St. Paul. St. Pierre ve Barnabas ilk Hiristiyan cemaat ile toplanip onlara vaaz vermislerdir. Dösemesinde. V. Yüzyila ait mozaik parçalari ile sunagin sagindaki duvarda bir zamanlar duvari tümü ile kaplayan fresklerden kalan izler bulunmaktadir. Sunagin sol tarafinda kilisenin içine açilan tünel, bir baskin sirasinda cemaatin daga kaçarak gizlenmesine yariyordu.
Haçlilar döneminde birkaç metre daha uzatilan kilise. Iki kemerle ön cepheye baglandi. Dogulu bir ifade tasiyan ve yerel malzeme ile yapilmis olan ön cephe, 1863 yilinda Papa IX. Pius'un istegi ile Kapuçin rahipleri tarafindan restore edilmis, bu faaliyete III. Napolyon da yardimda bulunmustur. Eskiden bir cephesinin bir revak ile korundugu sol taraftaki izlerden anlasilmaktadir. Öndeki bahçe birkaç yüzyil mezarlik olarak kullanilmistir. Kilisenin içinde, sunagin çevresinde de mezarlar bulunmaktadir. Dünyanin ilk katedrali kabul edilen ve 1963 yilinda Papa IV. Paul tarafindan Hiristiyanlar için Hac yeri olarak ilan edilen bu magaracikta, özellikle her yil 29 Haziran günü, civardan ve uzak illerden gelen din adamlari ve kalabalik bir cemaatin katildigi ayin yapilir. Her yil yapilan bu törenlere Vatikan'dan temsilci katilmaktadir.
Titus Tüneli : Samandag in 5 Km. kuzeyinde denize hakim yamaçlarda M.Ö. 300 yillarinda Seleuykos Nikator tarafindan kurulan ve kurucusunun adi ile anilan sehirdir. Sehrin, dagin hemen bitiminde , dagdan gelen derelerin agzinda bir iç limani vardi. Sellerin bu limani Doldurmasi tehlikesi ortaya çikinca imparator Vespasianus zamaninda dag delinerek bir tünel açilmasi kararlastirildi tünel Titus zamaninda tamamlandi ve derenin önü bir duvarla kapatilarak sel sulari , yüksekligi 7 mt. genisligi 6 mt olan bu tünel vasitasi ile uzaklara akitildi , böylece limanin dolmasi engellenmis oldu. 130 mt si tünel , kalani açik kanal halinde olan tünelin uzunlugu giristen Çevlige kadar 1380 mt. dir
Tünelin deniz tarafindaki girisine göre sag tarafta , 100 Mt. kadar uzaklikta kaya mezarlari vardir burada kayalara oyulmus magaralarin içinde bulunan çok sayida mezarin en çok ilgi çekeni , çukurun tabanindaki genis magaradir. içinde çok sayida mezar bulunan bu magara digerlerinden farkli yapilmis yüksek ve gösterisli bir mezar yüzünden halk arasindan ''Besikli Magara'' olarak anilmaktadir. Antik sehrin yerlesim yerinin yukari kisimlarinda tapinak kalintilarina da rastlanir , bunlardan baska , Magaracik köyü civarinda da çok sayida magara vardir.