Osmaniye Tarihi Osmaniye Resimleri
OSMANİYE'NİN TARİHİ
Bodrum Kalesi - Kastabala (HIERAPOLIS) Sehri
Osmaniye iline 15 km uzakliktaki Kesmeburun köyü ve Bahçe köyü sinirlari içinde kalan, yörede Bodrum Kale olarak anilan Hierapolis-Kastabala (Ören Yeri ) MÖ 1.yy'da yerel bir kral olan Tarkondimotes'un krallik baskentiydi. Tarkondimotes, Octavianus'a karsi savasan Marcun Antonius'un tarafinda Actium deniz savasinda ölmüstür. Octavianus'un Roma imparatorlugunu kurmasindan sonra kent halki affedilmis ve Auguston'un ölümünden önce de kent imparatorluga dahil edilmistir. Merkezi Kastabala' da bulunan ana tanriça Artemis kültü ve bu kültün tapinagi nedeni ile kent antik devir din tarihinde büyük rol oynadi. Her yil düzenlenen kült törenlerine Ceyhan nehri (Pyrames) kiyisinda bulunan bir çok kent katilmaktaydi. Bu kült törenlerinin en önde gelen özelligi rahibelerin kor haline gelmis kizgin kömürler üzerinde çiplak ayaklariyla yürümeleriydi. Kent, imparator Valerian döneminde Hierapolis-Kastabala ya da "Pyramen" kenarindaki "Hierapolis" adiyla da anilmaktaydi. MS 260 yilinda Sasani krali 1.Sapur tarafindan ele geçirildi. Erken Bizans devrinde Kastabala'li akrobatlarin ün saldigi bilinmektedir. 5.yy. baslarinda Bizans Imparatorluguna bas kaldiran Isaurali Balbines tarafindan ele geçirilen kent, kisa bir süre sonra Anazarbos (Anavarza) metropolüne baglandi. Kent 431'de Efes'te yapilan konsile katildi. MS 525 ve 561 yillarinda meydana gelen iki siddetli depremden önemli ölçüde etkilendi. Müslüman Arap ve Türk akinlariyla bir kaç kez el degistiren ve orta çagda yalniz kalesinde oturulan Kastabala, 14.yy.da Ramazanogullarinin eline geçtigi zaman tamamen terk edilmis durumdaydi. 1978 yilinda müze uzmanlarinca sütunlu yol ve tiyatroda yapilan temizlik çalismalari esnasinda tiyatronun orkestra ve cavea kisimlari meydana çikarildi. Halen düzenlenmesi yapilmamistir. Kastabala' nin oldukça iyi durumda günümüze ulasan antik yapi kalintilari arasinda en önemlisi hiç süphesiz sütunlu caddesi ve 5000 seyirci kapasiteli tiyatrosudur. Bunun yani sira 6.yy. Bizans dönemine tarihlenen ve Roma yapilarindan devsirme malzeme ile insa edilmis olan çokgen apsisli iki kilise, 13 .yy. da Haçli seferleri esnasinda yapilmis olan kale, Roma hamami, stadyumu, kentin dört bir yanini çevreleyen nekropolleri (Kaya oyma ve anit mezarlari) kentin yaklasik 5 km kuzey - dogusunda Ceyhan nehri üzerindeki akuadük (su kemeri) kalintisiyla Kastabala, Osmaniye'nin ve yörenin en önemli ören yerlerindendir.
Karatepe - Aslantaş Kalesi
Karatepe-Aslantas kalesi ( Ören Yeri ), Son Hitit döneminde, MÖ 8. yy' da kendisini Adana Ovasi Hükümdari olarak tanitan Asativatas tarafindan, Andirin ovasina (Bugünkü Aslantas baraj gölü) hakim, dogal bir tepe üzerine kurulmustur. Alti , tas temel, üstü kerpiç, burçlarla donanmis bir kale du-vari ile çevrilmistir. Kale içinde hükümdarin yazlik av kösküne, hizmetlilere, askerlere, atlara ait binalarla, depolara ait tas temel kalintilari açiga çikartilmistir. MÖ 720 ya da 680'de Asur saldirisina ugramis, yakilip yikilmis, toprak ve bitki örtüsü altinda kalmistir.
Toprak Kale Kalesi
Ilk yapildigi tarih bilinmeyen Toprakkale, Abbasiler döneminde Harun Resit'in Çukur-ova'yi fet-hinde (786) Haruniye kalesi ile birlikte siyah tas kullanilarak yeniden yapilmistir. Abbasiler "Al-Kenisa-Tüs Savda:Kara Kilise", Hamdaniler (10 yy.)"Tel-Hamdün adini vermislerdir. kaledeki beyaz tas dekorasyon ve yuvarlak formlu mazgal delikleri Memlük dönemi mimarisi üslubundadir. Kale 1517'den sonra Osmanli döneminde bir süre kisla olarak kullanilmis ve terk edilmistir. Kale yigma tepe üzerine insa edilmistir. Osmanlilar "Kinik Kalesi" demislerdir. Toprakkale;Çardak, Bodrumkale, Hemite, Anavarza ve Tumlu kalelerinin görüs ve kontrol alani içindedir. Bu kale, Osmaniye'ye 7 km'lik asfalt yolla baglidir. 1960'li yillarda restore edilmis ve çevresi kis-men agaçlandirilmistir.
Kaypak (SAVRANDA) Kalesi
Osmaniye'nin dogusunda, Kaypak yolu üzerinde 30 km'lik asfalt yol ile baglidir. Kalecik barajinin yaninda yer almaktadir. Kalenin çevresi 800 metredir. Dikdörtgen biçiminde olup surlari 7-10 metre, burçlari ise 8-10 metre yüksekliktedir. 12 burcu ve kulesi vardir. Kale Romalilardan kalmadir. Osmaniye'den Gaziantep' e giden transit yolun 30. km.den saga sapip Kaypak bucagina giderken yolun kenarinda tatli bir egimle akan Kaypak çayinin güney sirtlarinda insa edilen kalenin çevresi 800 metre kadardir. Araziye uydurularak dikdörtgen biçimde kurulmustur. Güney dogu-kuzey ve bati yönlerini Kaypak çayinin keskin yamaçlarina, dogusunu sert kalkerli kayalarin diklesen bögrüne dayayarak o taraflardan gelecek tehlikeleri bu sekildeki tabii sütrelerle önlemis bulunmaktadir. Bütün gücünü gü-neydeki bir noktaya veren Savranda kalesi bu yöndeki sur ve burçlari asilmasi güç denecek derecede yükseltilmistir. Bu sebeple kaleye açik bulunan tek kapisindan girilir. Tabandan itibaren kayalar üzerin-den oyulan merdivenler bu kapiya kadar yükselir. Etrafinda müdafaa suru veya hendegi yoktur. Kale içerisindeki düzlük çam agaçlari ile kaplidir. Kale meydaninda su sarniçlari, bina kalintilari vardir. Güneyden kuzeye dogru girisin devami olan ince bir yol uzanir. Kuzeye bakan surun dibinde 2 metre tabii sütreli bir geçit, Kaypak çayina kadar iner. Burçlarin içleri bos, ikiser katlidir. Hepsinin altindan kale meydanina açilan kapilar bulunmaktadir. Surun üzerinden geçen yol, burç-lari birbirine baglamistir. Çamlarin arasindan fiskirircasina yükselen kale, tabiat güzellikleri ortasinda görülmeye deger bir durumdadir. Ortaçag kalelerindendir. Bir çok defa yenilenmistir.
Hemite Kalesi (GÖKÇEDAM KÖYÜ)
Osmaniye'nin 20 km kuzey batisinda bulunan Hemite kalesi, il merkezine asfalt yolla baglidir. Ceyhan nehrinin kenarinda, sarp bir tepe üzerinde kurulmustur. Üç kemerli, yontma tastan yapilmistir. Ikiser katli 20 burçtan ibaret surlar; 8-10 metre yükseklikte ve 1500 metre uzunlugundadir. Romalilar dan kalan tiyatro, saray, tapinak ve hamam kalintilari dis surlarin içindedir.
Çardak Kalesi
Osmaniye'nin dogusunda ve 6 km'lik uzakliktadir. Kale, Çardak köyünün üst tarafinda 200 metrelik sarp bir tepe üzerindedir. Çardak köyünden yaya olarak gidilebilir. Kale, dikdörtgen biçimin-de ve 10 burçludur. Romalilardan kalma bir kaledir.
Babaoğlan Kalesi
Ovada, ayni adli köyün hakim bir tepesi üzerindedir. ''Ata binmis süvari'' Kabartmasi nedeniyle kalenin Hierapolis-Kastabala kentinin kurucusu ve krali Tarkondimotos tarafindan M.Ö.39'da yaptirildigi sanilmaktadir.
Diğer Kaleler
Kötü Kale : Gebeli mahallesinde, doguda 1 km uzakliktadir.
Dereobasi Kalesi : Dereobasi köyü merkezinde, güneyinde küçük bir kale ve dogusunda ikinci bir kale vardir
Mitisin Kalesi : Zorkun merkezine yaklasik 2 km uzaklikta ve kuzeydedir. Mitisin yay lasindan sonra yürüyerek gidilir.
Fenk Kalesi : Zorkun yolunda, Olukbasi yaylasini geçince, sol tarafta yaklasik 3 Km. uzakliktadir. Her türlü araçla gidilebilir.
Karakisla Kalesi : Osmaniye sehrinin güneydogusunda, eski Hurma köy yerine 6 Km uzakliktadir.
Kirikli Kalesi : Osmaniye merkezinin dogusunda ve Kirikli köyündedir.
Korsan Kenti
Nur daglarinda, Küllü Köyünün batisinda tek çikisi olan çok sarp ve genis bir tepenin üzerindedir. Çok sayida sarniç olmasi nedeniyle halk arasinda buraya sarniç denilmistir.Kilikya valisi Çiçeron'un verdigi bilgiye göre Roma Imparatorlugunun kurulus yillarinda M.Ö. 1. y.y.de kendilerine (Özgür Kilikyalilar) adini veren Selefkos korsanlarinin kurdugu kenttir. Adina da (pindenissium)denilmistir. Antik devirde Isos limanina gelen gemileri soyan korsanlar sonra da buraya kaçiyor ve saklaniyorlardi. Kentin nekroholü 3 km güneyindeki(Gavurören)adi verilen kaya oyma mezarlardir. Sarniç'a ve Gavurörene Küllü'den sonra yaklasik 2 km kadar bir patika yoldan ulasilmaktadir. Yaylalari Çukurovada ve Osmaniyede yaylacilik gelenegi ve buna bagli olarak yayla trizmi çok yaygindir. Yaz aylarinda 40C'yi geçen hava sicakligi nedeniyle halk 2100m'ye kadar ulasan yükseklikdeki doga güzelligi ve zenginligi nedeniyle (Botanik bahçesi) gibi olan dumanli daglara, Toroslarin Çukurova'ya bakan yamaçlarindaki yaylalara çikarlar.
Osmaniye - Karatepe - Aslantas Geç Hitit Kalesi
Karatepe-Aslantas; Adana (bugün Osmaniye) Ili, Kadirli Ilçesi sinirlarinda M.Ö. 8. yüzyilda, yani Geç Hitit Çaginda, kendisini Adana Ovasi hükümdari olarak tanitan Asativatas tarafindan, kuzeydeki vahsi kavimlere karsi bir sinir kalesi olarak kurulmus, Asativadaya diye adlandirilmistir. Kalenin batisinda, güney ovalardan Orta Anadolu yaylasina geçit veren bir kervan yolu, dogusunda Ceyhan Irmagi (Pyramos), bugün ise Aslantas baraj gölü yer almaktadir. Yüksek kulelerle donatilmis T-biçimli anitsal iki kapi binasi kale içine açiliyordu. Iki kule arasindan, üstü açik bir geçitten sonra bir esigin arkasinda bazalttan mil yataklari içinde dönen anitsal ahsap bir kapi asilarak bir sahanliga, bunun yaninda iki yan odaya, gene sahanliktan da kale içine giriliyordu. Güneybati kapi binasinin iç tarafindaki kutsal alanda çifte boga kaidesi üstünde Firtina Tanrisi'nin boy heykeli yer aliyordu. Kapi binalarinin iç duvarlari bazalt bloklara islenmis arslanlar, sfenksler, yazitlar ile günün inanç ve yasayisini sergileyen kabartmalardan olusan duvar kaplamalari ile donatilmistir. Bugüne kadar bilinen Fenike ve Hiyelogrif (Luvca) yazi sistemlerindeki en uzun çift dilli metin birer kere her iki kapi binasina; Fenikece 3. bir örnegi de kutsal heykel üzerine islenmistir. Böylelikle, Fenike metninin okunabilmesi sayesinde, henüz tam anlamiyla çözümlenmemis olan, Anadolu'da M.Ö.2.bin yilinin baslarina kadar geri giden hiyerogliflerin nihai çözümüne olanak saglayan bir anahtar ele geçmis oldu. Iste bu yüzdendir ki Karatepe-Aslantas yazitlari Misir hiyerogliflerinin okunmasini saglayan ünlü Rosetta tasina benzetilmis, uluslararasi bir üne kavusmustur. M.Ö. 2. bin yilda Anadolu'ya hakim olan, baskenti bugünkü Bogazköy (tarihsel Hattusas) olan Hitit Imparatorlugu M.Ö. 1200 yillarinda "deniz kavimleri" baskini sonucunda parçalanip dagildiktan sonra, Toroslarin güneyinde Malatya, Sakçagözü, Maras, Kargamis, Zincirli gibi bazi kralliklar kurulmus, bunlar daha sonra, çesitli asamalarda Asurlularin eline geçmis yagmalanmislardir. Asativatas'in hükümdarligi iste bu döneme rastlar. Kurdugu kale de büyük olasilikla Asurlular tarafindan M.Ö. 720 siralarinda Salmanasar V, ya da M.Ö. 680 yillarinda Asarhaddon tarafindan yakilip yikilmis ve terkedilmistir.
Astivatas'in Seslenisi
Ben gerçekten Asativatas'im
Günesimin adami, Firtina Tanrisi'nin kulu
Avariku'sun büyük kildigi, Adanava hükümdari
Beni Firtina Tanrisi Adanava kentine ana ve baba yapti ve Adanava kentini ben gelistirdim
Ve Adanava ülkesini genislettim, hem gün batisina, hem de gün dogusuna dogru.
Ve benim günümde Adanava kentine refah,tokluk, rahatlik tattirdim, ve Pahara depolarini doldurdum
Ata at kattim, kalkana kalkan orduya ordu kattim, hersey Firtina Tanrisi ve Tanrilar için,çalimlilarin çalimini kirdim.
Ülkede kötü olanlari ülke disina attim
Kendime bey konaklari kurdum, soyumu rahata kavusturdum ve baba tahtina oturdum, bütün krallarla baris kurdum.
Krallar da beni ata bildiler, adaletim, bilgeligim, ve iyi yüregim için.
Bütün sinirlarimda güçlü kaleler kurdum, kötü kisilerin, çete baslarinin bulundugu sinirlarda;
Mopsos evine boyun egmeyenlerin hepsini ben , Asativatas, ayagimin altina aldim.
Buralardaki kaleleri yok ettim, kaleler kurdum ki Adanavalilar rahat ve huzur içinde yasaya.
Gün batisina dogru benden önceki krallarin alt edemedigi güçlü ülkeleri alt ettim.
Ben Asativatas, bunlari alt ettim, kendime kul ettim ve onlari ülkemin gündogusuna dogru, sinirlarimin içine yerlestirdim.
Ve günümde Adanava sinirlarini gün batisina, gerekse gün dogusuna dogru genislettim.
Öyle ki, önceleri korkulan yerlerde, erkeklerin yola gitmekten korktuklari issiz yollarda, günümde kadinlar kirmen egirerek dolasmaktadir.
Ve benim günümde bolluk, tokluk, rahat ve huzur vardi.
Ve Adanava ve Adanava ülkesi huzur içinde yasiyordu.
Ve bu kaleyi kurdum ve ona Asativadaya adini vurdum,
Firtina Tanrisi ve tanrilar beni buna yönelttiler, ta ki bu kale Adana ovasinin ve Mopsos evinin koruyucusu olsun.
Günümde Adana ovasi topraklarinda bolluk ve huzur vardi,
Adanava'lilardan günümde kiliçtan geçen kimse olmadi.
Ve ben bu kaleyi kurdum, ona Asativadaya adini vurdum.
Oraya Firtina Tanrisi'ni yerlestirdim ve ona kurbanlar adadim; yilda bir öküz, çift sürme zamani bir koyun, güzün bir koyun adadim.
Firtina Tanrisini takdis ettim, bana uzun günler, sayisiz yillar ve bütün krallarin üstünde büyük bir güç bahsetti.
Ve bu ülkeye yerlesen halk öküz, sürü, bolluk ve içkiye sahip oldu, dölleri bol oldu, Firtina Tanrisi ve tanrilar sayesinde.
Asativatas'a ve Mopsos evine kulluk ettiler.
Ve eger krallar arasinda bir kral, prensler arasinda bir prens, hatiri sayilir bir insan Asativatasan'in adini bu kapidan siler, buraya baska bir ad yazar, bunun ötesinde bu kente göz diker ve Asativatas'in yaptirdigi bu kapiyi yikar, yerine baska bir kapi yapar ve ona kendi adini vurursa, aç gözlülük, kin ya da hakaret amaciyla bu kapiyi yikarsa, o zaman Gök Tanrisi, Yer Tanrisi ve Evrenin Günesi ve bütün tanrilarin gelen kusaklari bu krali, bu prensi ya da hatiri sayilir kisiyi yeryüzünden sileceklerdir.
Yalnizca Asativatas'in adi ölümsüzdür, sonsuza dek,
Günesin ve Ayin adi gibi.
Osmaniye iline 15 km uzakliktaki Kesmeburun köyü ve Bahçe köyü sinirlari içinde kalan, yörede Bodrum Kale olarak anilan Hierapolis-Kastabala (Ören Yeri ) MÖ 1.yy'da yerel bir kral olan Tarkondimotes'un krallik baskentiydi. Tarkondimotes, Octavianus'a karsi savasan Marcun Antonius'un tarafinda Actium deniz savasinda ölmüstür. Octavianus'un Roma imparatorlugunu kurmasindan sonra kent halki affedilmis ve Auguston'un ölümünden önce de kent imparatorluga dahil edilmistir. Merkezi Kastabala' da bulunan ana tanriça Artemis kültü ve bu kültün tapinagi nedeni ile kent antik devir din tarihinde büyük rol oynadi. Her yil düzenlenen kült törenlerine Ceyhan nehri (Pyrames) kiyisinda bulunan bir çok kent katilmaktaydi. Bu kült törenlerinin en önde gelen özelligi rahibelerin kor haline gelmis kizgin kömürler üzerinde çiplak ayaklariyla yürümeleriydi. Kent, imparator Valerian döneminde Hierapolis-Kastabala ya da "Pyramen" kenarindaki "Hierapolis" adiyla da anilmaktaydi. MS 260 yilinda Sasani krali 1.Sapur tarafindan ele geçirildi. Erken Bizans devrinde Kastabala'li akrobatlarin ün saldigi bilinmektedir. 5.yy. baslarinda Bizans Imparatorluguna bas kaldiran Isaurali Balbines tarafindan ele geçirilen kent, kisa bir süre sonra Anazarbos (Anavarza) metropolüne baglandi. Kent 431'de Efes'te yapilan konsile katildi. MS 525 ve 561 yillarinda meydana gelen iki siddetli depremden önemli ölçüde etkilendi. Müslüman Arap ve Türk akinlariyla bir kaç kez el degistiren ve orta çagda yalniz kalesinde oturulan Kastabala, 14.yy.da Ramazanogullarinin eline geçtigi zaman tamamen terk edilmis durumdaydi. 1978 yilinda müze uzmanlarinca sütunlu yol ve tiyatroda yapilan temizlik çalismalari esnasinda tiyatronun orkestra ve cavea kisimlari meydana çikarildi. Halen düzenlenmesi yapilmamistir. Kastabala' nin oldukça iyi durumda günümüze ulasan antik yapi kalintilari arasinda en önemlisi hiç süphesiz sütunlu caddesi ve 5000 seyirci kapasiteli tiyatrosudur. Bunun yani sira 6.yy. Bizans dönemine tarihlenen ve Roma yapilarindan devsirme malzeme ile insa edilmis olan çokgen apsisli iki kilise, 13 .yy. da Haçli seferleri esnasinda yapilmis olan kale, Roma hamami, stadyumu, kentin dört bir yanini çevreleyen nekropolleri (Kaya oyma ve anit mezarlari) kentin yaklasik 5 km kuzey - dogusunda Ceyhan nehri üzerindeki akuadük (su kemeri) kalintisiyla Kastabala, Osmaniye'nin ve yörenin en önemli ören yerlerindendir.
Karatepe - Aslantaş Kalesi
Karatepe-Aslantas kalesi ( Ören Yeri ), Son Hitit döneminde, MÖ 8. yy' da kendisini Adana Ovasi Hükümdari olarak tanitan Asativatas tarafindan, Andirin ovasina (Bugünkü Aslantas baraj gölü) hakim, dogal bir tepe üzerine kurulmustur. Alti , tas temel, üstü kerpiç, burçlarla donanmis bir kale du-vari ile çevrilmistir. Kale içinde hükümdarin yazlik av kösküne, hizmetlilere, askerlere, atlara ait binalarla, depolara ait tas temel kalintilari açiga çikartilmistir. MÖ 720 ya da 680'de Asur saldirisina ugramis, yakilip yikilmis, toprak ve bitki örtüsü altinda kalmistir.
Toprak Kale Kalesi
Ilk yapildigi tarih bilinmeyen Toprakkale, Abbasiler döneminde Harun Resit'in Çukur-ova'yi fet-hinde (786) Haruniye kalesi ile birlikte siyah tas kullanilarak yeniden yapilmistir. Abbasiler "Al-Kenisa-Tüs Savda:Kara Kilise", Hamdaniler (10 yy.)"Tel-Hamdün adini vermislerdir. kaledeki beyaz tas dekorasyon ve yuvarlak formlu mazgal delikleri Memlük dönemi mimarisi üslubundadir. Kale 1517'den sonra Osmanli döneminde bir süre kisla olarak kullanilmis ve terk edilmistir. Kale yigma tepe üzerine insa edilmistir. Osmanlilar "Kinik Kalesi" demislerdir. Toprakkale;Çardak, Bodrumkale, Hemite, Anavarza ve Tumlu kalelerinin görüs ve kontrol alani içindedir. Bu kale, Osmaniye'ye 7 km'lik asfalt yolla baglidir. 1960'li yillarda restore edilmis ve çevresi kis-men agaçlandirilmistir.
Kaypak (SAVRANDA) Kalesi
Osmaniye'nin dogusunda, Kaypak yolu üzerinde 30 km'lik asfalt yol ile baglidir. Kalecik barajinin yaninda yer almaktadir. Kalenin çevresi 800 metredir. Dikdörtgen biçiminde olup surlari 7-10 metre, burçlari ise 8-10 metre yüksekliktedir. 12 burcu ve kulesi vardir. Kale Romalilardan kalmadir. Osmaniye'den Gaziantep' e giden transit yolun 30. km.den saga sapip Kaypak bucagina giderken yolun kenarinda tatli bir egimle akan Kaypak çayinin güney sirtlarinda insa edilen kalenin çevresi 800 metre kadardir. Araziye uydurularak dikdörtgen biçimde kurulmustur. Güney dogu-kuzey ve bati yönlerini Kaypak çayinin keskin yamaçlarina, dogusunu sert kalkerli kayalarin diklesen bögrüne dayayarak o taraflardan gelecek tehlikeleri bu sekildeki tabii sütrelerle önlemis bulunmaktadir. Bütün gücünü gü-neydeki bir noktaya veren Savranda kalesi bu yöndeki sur ve burçlari asilmasi güç denecek derecede yükseltilmistir. Bu sebeple kaleye açik bulunan tek kapisindan girilir. Tabandan itibaren kayalar üzerin-den oyulan merdivenler bu kapiya kadar yükselir. Etrafinda müdafaa suru veya hendegi yoktur. Kale içerisindeki düzlük çam agaçlari ile kaplidir. Kale meydaninda su sarniçlari, bina kalintilari vardir. Güneyden kuzeye dogru girisin devami olan ince bir yol uzanir. Kuzeye bakan surun dibinde 2 metre tabii sütreli bir geçit, Kaypak çayina kadar iner. Burçlarin içleri bos, ikiser katlidir. Hepsinin altindan kale meydanina açilan kapilar bulunmaktadir. Surun üzerinden geçen yol, burç-lari birbirine baglamistir. Çamlarin arasindan fiskirircasina yükselen kale, tabiat güzellikleri ortasinda görülmeye deger bir durumdadir. Ortaçag kalelerindendir. Bir çok defa yenilenmistir.
Hemite Kalesi (GÖKÇEDAM KÖYÜ)
Osmaniye'nin 20 km kuzey batisinda bulunan Hemite kalesi, il merkezine asfalt yolla baglidir. Ceyhan nehrinin kenarinda, sarp bir tepe üzerinde kurulmustur. Üç kemerli, yontma tastan yapilmistir. Ikiser katli 20 burçtan ibaret surlar; 8-10 metre yükseklikte ve 1500 metre uzunlugundadir. Romalilar dan kalan tiyatro, saray, tapinak ve hamam kalintilari dis surlarin içindedir.
Çardak Kalesi
Osmaniye'nin dogusunda ve 6 km'lik uzakliktadir. Kale, Çardak köyünün üst tarafinda 200 metrelik sarp bir tepe üzerindedir. Çardak köyünden yaya olarak gidilebilir. Kale, dikdörtgen biçimin-de ve 10 burçludur. Romalilardan kalma bir kaledir.
Babaoğlan Kalesi
Ovada, ayni adli köyün hakim bir tepesi üzerindedir. ''Ata binmis süvari'' Kabartmasi nedeniyle kalenin Hierapolis-Kastabala kentinin kurucusu ve krali Tarkondimotos tarafindan M.Ö.39'da yaptirildigi sanilmaktadir.
Diğer Kaleler
Kötü Kale : Gebeli mahallesinde, doguda 1 km uzakliktadir.
Dereobasi Kalesi : Dereobasi köyü merkezinde, güneyinde küçük bir kale ve dogusunda ikinci bir kale vardir
Mitisin Kalesi : Zorkun merkezine yaklasik 2 km uzaklikta ve kuzeydedir. Mitisin yay lasindan sonra yürüyerek gidilir.
Fenk Kalesi : Zorkun yolunda, Olukbasi yaylasini geçince, sol tarafta yaklasik 3 Km. uzakliktadir. Her türlü araçla gidilebilir.
Karakisla Kalesi : Osmaniye sehrinin güneydogusunda, eski Hurma köy yerine 6 Km uzakliktadir.
Kirikli Kalesi : Osmaniye merkezinin dogusunda ve Kirikli köyündedir.
Korsan Kenti
Nur daglarinda, Küllü Köyünün batisinda tek çikisi olan çok sarp ve genis bir tepenin üzerindedir. Çok sayida sarniç olmasi nedeniyle halk arasinda buraya sarniç denilmistir.Kilikya valisi Çiçeron'un verdigi bilgiye göre Roma Imparatorlugunun kurulus yillarinda M.Ö. 1. y.y.de kendilerine (Özgür Kilikyalilar) adini veren Selefkos korsanlarinin kurdugu kenttir. Adina da (pindenissium)denilmistir. Antik devirde Isos limanina gelen gemileri soyan korsanlar sonra da buraya kaçiyor ve saklaniyorlardi. Kentin nekroholü 3 km güneyindeki(Gavurören)adi verilen kaya oyma mezarlardir. Sarniç'a ve Gavurörene Küllü'den sonra yaklasik 2 km kadar bir patika yoldan ulasilmaktadir. Yaylalari Çukurovada ve Osmaniyede yaylacilik gelenegi ve buna bagli olarak yayla trizmi çok yaygindir. Yaz aylarinda 40C'yi geçen hava sicakligi nedeniyle halk 2100m'ye kadar ulasan yükseklikdeki doga güzelligi ve zenginligi nedeniyle (Botanik bahçesi) gibi olan dumanli daglara, Toroslarin Çukurova'ya bakan yamaçlarindaki yaylalara çikarlar.
Osmaniye - Karatepe - Aslantas Geç Hitit Kalesi
Karatepe-Aslantas; Adana (bugün Osmaniye) Ili, Kadirli Ilçesi sinirlarinda M.Ö. 8. yüzyilda, yani Geç Hitit Çaginda, kendisini Adana Ovasi hükümdari olarak tanitan Asativatas tarafindan, kuzeydeki vahsi kavimlere karsi bir sinir kalesi olarak kurulmus, Asativadaya diye adlandirilmistir. Kalenin batisinda, güney ovalardan Orta Anadolu yaylasina geçit veren bir kervan yolu, dogusunda Ceyhan Irmagi (Pyramos), bugün ise Aslantas baraj gölü yer almaktadir. Yüksek kulelerle donatilmis T-biçimli anitsal iki kapi binasi kale içine açiliyordu. Iki kule arasindan, üstü açik bir geçitten sonra bir esigin arkasinda bazalttan mil yataklari içinde dönen anitsal ahsap bir kapi asilarak bir sahanliga, bunun yaninda iki yan odaya, gene sahanliktan da kale içine giriliyordu. Güneybati kapi binasinin iç tarafindaki kutsal alanda çifte boga kaidesi üstünde Firtina Tanrisi'nin boy heykeli yer aliyordu. Kapi binalarinin iç duvarlari bazalt bloklara islenmis arslanlar, sfenksler, yazitlar ile günün inanç ve yasayisini sergileyen kabartmalardan olusan duvar kaplamalari ile donatilmistir. Bugüne kadar bilinen Fenike ve Hiyelogrif (Luvca) yazi sistemlerindeki en uzun çift dilli metin birer kere her iki kapi binasina; Fenikece 3. bir örnegi de kutsal heykel üzerine islenmistir. Böylelikle, Fenike metninin okunabilmesi sayesinde, henüz tam anlamiyla çözümlenmemis olan, Anadolu'da M.Ö.2.bin yilinin baslarina kadar geri giden hiyerogliflerin nihai çözümüne olanak saglayan bir anahtar ele geçmis oldu. Iste bu yüzdendir ki Karatepe-Aslantas yazitlari Misir hiyerogliflerinin okunmasini saglayan ünlü Rosetta tasina benzetilmis, uluslararasi bir üne kavusmustur. M.Ö. 2. bin yilda Anadolu'ya hakim olan, baskenti bugünkü Bogazköy (tarihsel Hattusas) olan Hitit Imparatorlugu M.Ö. 1200 yillarinda "deniz kavimleri" baskini sonucunda parçalanip dagildiktan sonra, Toroslarin güneyinde Malatya, Sakçagözü, Maras, Kargamis, Zincirli gibi bazi kralliklar kurulmus, bunlar daha sonra, çesitli asamalarda Asurlularin eline geçmis yagmalanmislardir. Asativatas'in hükümdarligi iste bu döneme rastlar. Kurdugu kale de büyük olasilikla Asurlular tarafindan M.Ö. 720 siralarinda Salmanasar V, ya da M.Ö. 680 yillarinda Asarhaddon tarafindan yakilip yikilmis ve terkedilmistir.
Astivatas'in Seslenisi
Ben gerçekten Asativatas'im
Günesimin adami, Firtina Tanrisi'nin kulu
Avariku'sun büyük kildigi, Adanava hükümdari
Beni Firtina Tanrisi Adanava kentine ana ve baba yapti ve Adanava kentini ben gelistirdim
Ve Adanava ülkesini genislettim, hem gün batisina, hem de gün dogusuna dogru.
Ve benim günümde Adanava kentine refah,tokluk, rahatlik tattirdim, ve Pahara depolarini doldurdum
Ata at kattim, kalkana kalkan orduya ordu kattim, hersey Firtina Tanrisi ve Tanrilar için,çalimlilarin çalimini kirdim.
Ülkede kötü olanlari ülke disina attim
Kendime bey konaklari kurdum, soyumu rahata kavusturdum ve baba tahtina oturdum, bütün krallarla baris kurdum.
Krallar da beni ata bildiler, adaletim, bilgeligim, ve iyi yüregim için.
Bütün sinirlarimda güçlü kaleler kurdum, kötü kisilerin, çete baslarinin bulundugu sinirlarda;
Mopsos evine boyun egmeyenlerin hepsini ben , Asativatas, ayagimin altina aldim.
Buralardaki kaleleri yok ettim, kaleler kurdum ki Adanavalilar rahat ve huzur içinde yasaya.
Gün batisina dogru benden önceki krallarin alt edemedigi güçlü ülkeleri alt ettim.
Ben Asativatas, bunlari alt ettim, kendime kul ettim ve onlari ülkemin gündogusuna dogru, sinirlarimin içine yerlestirdim.
Ve günümde Adanava sinirlarini gün batisina, gerekse gün dogusuna dogru genislettim.
Öyle ki, önceleri korkulan yerlerde, erkeklerin yola gitmekten korktuklari issiz yollarda, günümde kadinlar kirmen egirerek dolasmaktadir.
Ve benim günümde bolluk, tokluk, rahat ve huzur vardi.
Ve Adanava ve Adanava ülkesi huzur içinde yasiyordu.
Ve bu kaleyi kurdum ve ona Asativadaya adini vurdum,
Firtina Tanrisi ve tanrilar beni buna yönelttiler, ta ki bu kale Adana ovasinin ve Mopsos evinin koruyucusu olsun.
Günümde Adana ovasi topraklarinda bolluk ve huzur vardi,
Adanava'lilardan günümde kiliçtan geçen kimse olmadi.
Ve ben bu kaleyi kurdum, ona Asativadaya adini vurdum.
Oraya Firtina Tanrisi'ni yerlestirdim ve ona kurbanlar adadim; yilda bir öküz, çift sürme zamani bir koyun, güzün bir koyun adadim.
Firtina Tanrisini takdis ettim, bana uzun günler, sayisiz yillar ve bütün krallarin üstünde büyük bir güç bahsetti.
Ve bu ülkeye yerlesen halk öküz, sürü, bolluk ve içkiye sahip oldu, dölleri bol oldu, Firtina Tanrisi ve tanrilar sayesinde.
Asativatas'a ve Mopsos evine kulluk ettiler.
Ve eger krallar arasinda bir kral, prensler arasinda bir prens, hatiri sayilir bir insan Asativatasan'in adini bu kapidan siler, buraya baska bir ad yazar, bunun ötesinde bu kente göz diker ve Asativatas'in yaptirdigi bu kapiyi yikar, yerine baska bir kapi yapar ve ona kendi adini vurursa, aç gözlülük, kin ya da hakaret amaciyla bu kapiyi yikarsa, o zaman Gök Tanrisi, Yer Tanrisi ve Evrenin Günesi ve bütün tanrilarin gelen kusaklari bu krali, bu prensi ya da hatiri sayilir kisiyi yeryüzünden sileceklerdir.
Yalnizca Asativatas'in adi ölümsüzdür, sonsuza dek,
Günesin ve Ayin adi gibi.